Öğrenmemiz gereken ya da öğrenmeye hazır olduğumuz, zamanı gelen şeyleri çektiğimizi şimdiye kadar farklı yerlerde okumuşsunuzdur.

Eğer öyleyse, hayatımıza giren her kişinin, karşılaştığımız her fırsatın, yaşadığımız her zorluğun kusursuz olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle EVET! (Bu hemfikir olmak için zor bir kavram olabilir, ama bir şans vermeyi deneyebilirsiniz).

Eğer öyleyse, demek ki bize zarar veren bu kişiler ve olaylar hayatımızda olmalılar mı? Kesinlikle HAYIR!

Buradan çıkarılması gereken ders, hayatın size verdikleri neyse odur, başka bir şey değil. Kimse size bugün elinizde ne varsa yarın da o olacaktır demiyor. Ayrıca kimsenin size elinizde ne varsa onu “ileride lazım olur diye” korumak zorundasınız deme hakkı olmamalıdır.

Kim gerçekten hayatın ona bu verdiklerinin neden olduğunu biliyor? Buradaki anahtar nokta “ne yaptıysanız onu aldınız” ve bu her neyse, siz, Evren’in bunu size vermekte haklı olduğunu kabul edene kadar – hangisi sizin için daha iyiyse -sizi bırakmayacak ya da sizin olmayacaktır. İşte bu kadar kolay.

Bu durumda neden bize verilene karşı direnç gösteriyoruz ya da yok sayıyoruz? Kimse bütün cevaplara sahip değil, ama sadece bize verilenleri kabullenmeye gösterdiğimiz direncin bilincinde olmak ilk adımı atmamızı sağlayacaktır.

Hayatınızda mükemmel olmadığınız düşündüğünüz bir şey var mı? İşiniz? Aşk hayatınız? Finansal durumunuz? Eğer varsa (eminim vardır) bununla ilgili bir şeyler zaten yapmayı deniyorsunuz, değil mi? Hatta kendinize şöyle demiş bile olabilirsiniz “O zammı alamamam haksızlık veya O 8 kiloyu vermem şart!”

Bunun yerine, şu andaki durumunuzu kabul edip, Evren’e size verdikleri konusunda haklı olduğunu deklare ederseniz ne olur? Bu pes edip, kahvaltıda Nutella yemeniz anlamına mı geliyor? ASLA! Yine spor salonuna gitmeniz gerekiyor, ama halanızdan irsi olarak sahip olduğunuz geniş kalçanıza karşı ümitsizlik ve kızgınlıkla değil de, durumu kabullenerek hatta vücudunuza karşı minnettar bir tavırla gitmeniz anlamına geliyor.

Bundaki amaç Evren’in verdiklerine karşı direnç göstermeye son vermek. Size verileni kabul etmek, illaki onu sevmek anlamına gelmiyor. Bu verileni kabul ettiğimiz andan itibaren, artık bunlar tarafından kontrol edilmeyeceğimiz anlamına geliyor.

SIRA SİZDE: Durup bir düşünün, hatta elinize kağıt ve kalem alıp yazmaya başlayın. Hayatınızda ne yolunda gitmiyor? Nelere karşı direnç gösteriyorsunuz? Neyi zorla yapıyorsunuz? Şimdi içlerinden bir tanesini seçin, en kolay gözükenle başlayabilirsiniz. Bu seçtiğiniz şey her neyse, finansal durumunuz, ilişkileriniz, patronunuz ya da fazla kilolar, bu durumu kabullenin ve direnç göstermeyi bırakın. Artık durum sizin kontrolünüz altında, peki, bundan sonraki adımlarınız neler olacak?