|
25.05.16 | #1 |
Yenidoğan Sarılığı
Yenidoğan SarılığıSağlıklı bebeği bekleyen sorunlardan bir tanesi yenidoğan sarılığı. Sarılığa neden olan madde bilirübin ve bu madde kan hücrelerinin parçalanması sonucu oluşuyor. Bebeklerin vücudunda bilirübin ise daha fazla oluşuyor ve karaciğer bu maddeyi safrayla birlikte alarak barsağa yolluyor, oradan da dışkıyla dışarı atılıyor. Yeni doğanların karaciğeri erişkinlere oranla daha yavaş çalıştığından bilirübini atmakta gecikiyor ve vücuttaki bilirübin düzeyi artarak sarılığın ortaya çıkmasına neden oluyor. Ama anne ve bebekte kan uyuşmazlığı varsa, bebeklerin alyuvarları çok daha hızlı bir şekilde parçalanmaya başlıyor ve çok yüksek miktarda bilirübin ortaya çıkıyor. Karaciğerden de atılamadığı için toksik düzeylere ulaşabiliyor. Bu noktaya gelindiğinde, ilk etki yine beyin üzerinde oluyor ve önce işitme sinirleri zedeleniyor ve eğer yüksek sarılıktaki bir bebek yeterli düzeyde tedavi edilemezse ileri yıllarda ömür boyu taşıyabileceği bazı nörolojik sorunlar yaşayabiliyor. Hiç takip edilmemiş bebeklerde yüksek sarılık nedeniyle ileri yaşlarda spastik kalma riski dahi olabiliyor. Dr. Murat Palabıyık, bebeklerin yarısına yakınında bebek sarılığının görülebildiğini ve çoğunlukla da hafif bir seyir izleyerek geçtiğini hatırlatarak, ancak kan uyuşmazlığı durumunda şiddetinin artacağına işaret ediyor: “Her bebeğin belli limitleri bulunuyor. Kan değişimi ve fototerapi yapılması gereken bilürübin değerleri faklıdır. Ve fototerapinin bebeklere hiçbir sakıncası olmadığının bilinmesi gerekiyor. Fototerapi uygulaması sırasında bebeklerin gözleri korunuyor. Bilirübinin çok yükselmesi durumunda ise yapılması gereken tedavi kan değişimi oluyor.” Hafif sarılığı olan bebeklerde anne sütü ile beslenmenin çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Murat Palabıyık, bu çocuklarda bol miktarda anne sütü alınmasını önerdikleri söylüyor. Uz.Dr.Demet Ilıkkan: Herhangi bir risk faktörü taşımayan bebekte, ilk 24. saatten sonra ortaya çıkan ciltteki sararmaya fizyolojik sarılık denir. ABO kan gurubu ve Rh uyuşmazlığı olmadığı bilinen, kan değerlerinde belirgin düşme saptanmayan, yeterli şekilde anne sütüyle beslenen ve bunun göstergesi olarak yeterince idrar çıkımı ve dışkılama gösteren bebekte ileri tetkiklere gerek yoktur. Doğumdan sonraki ilk 48 saatten önce hastaneden ayrılan bebekler, ilk 5. gün içinde bir çocuk hekimi tarafından anne sütüyle beslenme ve sarılık varlığı açısından değerlendirilmelidir. Muayene sırasında gerek olduğuna karar verilirse, sarılık düzeyini saptamak üzere tetkik yapılacaktır. Bebeğin yüzündeki sarılık gövdede de fark edildiğinde, bebeğin memeyi emme sıklığı ve süresi azaldığında, bebek daha fazla uyur göründüğünde, idrar çıkımı ve dışkılaması azaldığında aile vakit kaybetmeden bir çocuk hekimine başvurmalıdır. Anne sütüyle beslenen, idrar çıkımı ve dışkılaması iyi olan, emme aralıkları uzamamış, emme süresi kısalmamış sarılıklı bebeğin, anne sütüyle beslenmesine devam edilmelidir. Düş yağmur hayat ver bu ölü kalplere. |
|
|
|