Obezite Sorunu
 

Obezite Sorunu

Sağlık, kişinin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde bulunmasıdır. Yeterli ve dengeli beslenme, sağlıklı yaşamın temel şartıdır. Dünyanın % 65’i kilolu ya da şişmandır.

Türkiye de aşırı kiloluk oranı ise %41, obez oranı ise %37’dir. Kadınlarda obezliğin görülme oranı erkeklerden daha fazladır. Şişmanlığın sebepleri ararsında % 35 kalıtım % 15 genler ve % 50 de çevre faktörü bulunmaktadır.

Şimdi Doğanlar Yirmi Yıl Sonra Obez Olacak!
“Sağlıklı Türk Çocuklarında Büyüme” adlı bilimsel araştırmanın sonuçları 20 yıl sonraki kuşağın şişman ve kısa boylu olacağını gösteriyor. Çocukların giderek hareketsizleşmesi, oyundan uzaklaşması, televizyon ve bilgisayar
Karşısında fazla vakit harcaması ve abur cubur beslenmesi obezliğe zemin hazırlıyor.

Çocuklar Fast Food’dan Uzak Tutulmalı
Fast food türü gıdalar yüksek ısıda pişirme tekniği ile pişirildiğinden doğal yağların içeriğinde kimyasal değişikliğe yol açar ve bu durum, başta kalp ve damar rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa sebep olur.

Fast food yiyeceklerinin posa içeriğinin düşük olduğu uzmanlar tarafından vurgulanmaktadır. Bu tür yiyeceklerin hazırlanmasın da renklendiriciler, aroma artırıcı maddeler, tatlandırıcılar, antimikrobiyal maddeler gibi birçok katkı
maddesi yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu maddelerin uygunsuz kullanımı ve çocuklar tarafından sık tüketimleri de kanser riskini artırmaktadır.

Hamburger Cumhuriyeti!
“Hamburger Cumhuriyeti” Amerikalı yazar Erik Schlosser’in yazdığı bir kitaptır. Schlosser, “O yediklerinizin yediğinizi sandığınız şeyler olduğunu mu sanıyorsunuz?” diye soruyor.

Fast foodlarda satılan yiyeceklerin tamamı dondurulmuştur, dondurulma sırasında tadı ve besin değerinde ve lezzetinde ciddi kaybolmalar olur. Kaybolan lezzetler ise doğal aromalarla sağlanır. Sığırların yetiştirildiği çiftlikleri ve mezbahaları gezen yazara göre “ABD’ deki sığırların % 75 ‘i düzenli olarak, koyun ve sığır ölülerinin artıklarından üretilen yemlerle besleniyordu.

Tahıl ürünlerinin fiyatlarının artması çiftçileri daha ucuz sığır yemlerine özelikle de yüksek protein içeren yemlere yönlendirdi. Sığırlara her yıl hayvan barınaklarından satın alınan kedi köpek ölüleri yediriliyor. Sığır yemlerine sığır kanı karıştırılıyordu.”

Sonuçta bu etleri yiyenlerden sağlıksız ve obez nesiler oluşuyor. Yazar 2000 yılından itibaren fast food sektörünün gerilediğini, son zamanlarda da müşterilerinde hiç artma olmadığını söylüyor.

21.yy’ın en önemli sağlık problemlerinden biri de obezitedir. Çünkü son 12 yılda çocuklarda obeziteye bağlı şeker hastalığında 10 kat artış görülmesi ebeveyn ve yetişkinler olarak beslenme konusunda daha özenli olmamız gerektiğini gösteriyor.

Değişen ve gelişen dünyada insanların tüketim alışkanlıkları da değişti. Evde yemek yapmayanların sayısında her geçen gün ciddi bir artışın olduğu görülmektedir. Hazır yemek tercih ediliyor.

Çalışan kadının zamanı kısıtlı. Çalışan anne çocuğunu memnun ve mutlu etme için onun istediği yemeği sunmayı istiyor. Bunlar da genellikle abur cubur veya fast food oluyor.
Obezite vücuttaki yağ fazlalığıdır. Çocukların dünyasında onların uzun vadede sağlığını olumsuz etkilemekte yetişkinlerin dünyasında ise ölüme bile neden olmaktadır.

Neler yapabiliriz?

Her problemde olduğu gibi obezite probleminde de kolay olan önleyici tedbirleri hayata geçirmektir. Obeziteyle mücadele doğumla başlaması gereken bir süreçtir.

Emzirme çocukların obezite riskini azaltmaktadır. Ancak ek gıdalara geçme aşamasında özellikle annelerin fazla ek gıdaya ağırlık vermeleri çocukların sağlığı adına yapılan yanlış bir uygulamadır.

Çocuklarımızın hareketsiz, durağan olarak geçirdiği zaman dilimleri sorgulanmalı; saatlerce bilgisayar veya televizyon karşısında hareketsiz bir hayat geçirmelerinin obezite adına ciddi bir alt yapı oluşturduğu unutulmamalıdır.

Büyüme çağındaki çocuğun sağlıklı gelişiminin olmazsa olmazı harekettir. Hareket ve terlemeden mahrum kalan çocuklarımızı hareket yoğunluğu olan aktivitelere yönlendirmeliyiz. Hareket imkanı olan faaliyetler ailecek öncelikli tercih edilmeli.

Özellikle yiyecekler ve içecekler konusunda ciddi tedbirler almalıyız, yağlı ve bol şekerli ürünlerden uzak durmalıyız. Bazı çocuklar kilo almaya yatkınlık gösteriyorsa çok küçük yaşlardan itibaren belli hassasiyet kazanması için uğraşımız olmalı mesela, sütte bile az yağlı süt içmesine özen göstermeliyiz.

Doğru beslenmede ölçü kadar doğru çeşide de dikkat etmeliyiz.

— Meyve, sebze, dersi alınmış tavuk, balık bolca tüketilebilir.
— Patates, mısır, bezelye gibi nişastalı besinlerden ölçülü yenmeli.
— Kek, pasta, yağlı et, fast-food pizza, cola gibi ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalı.
— Yemek zamanının ve mekânın değişmemesine özen göstermeli.
—Televizyon seyrederken, yemek yenmemeli.
— Tabağa az yemek konmalı.
— Düzenli kontroller yapılmalı, alınan mesafeler görülmeli, çabalar devamlı ümitlendirilerek desteklenmeli.