Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri

SB Yönetim İletişim Sohbet Radyo Anasayfa

Geri git   Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri > >

Rastgele Günün Sözü:
Sohbet SB Mobil Uygulama



Kullanıcı Etiket Listesi


 
 
Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 19.09.16   #1
Kullanıcı Profili
Emre
 Emre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kalp Özel Eğitimde Sorunlar ve Olası Çözüm Önerileri

Özel Eğitimde Sorunlar ve Olası Çözüm Önerileri


Özel Eğitimde Sorunlar ve Olası Çözüm Önerileri

1- Özel Eğitimin İhtiyacının Belirlenmesi

Ö zel eğitime ihtiyacı olan çocuklarımızın ebeveynleri, tanı koyma aşamasında bir çok sorunla karşılaşmaktadırlar.
Eğitimde erken teşhisin, hem çocuk, hem ebeveyn açısından öneminin büyük olmasına rağmen, gerek hastanelerde,gerekse aile bireylerinin gözden kaçırdıkları ipuçları engelli çocuklarımızın eğitime başlama yaşını oldukça geciktirmektedir.
Ebeveyn veya hekim iyi bir gözlemci ise ve çocukta bir sorunun varlığını hemen farketmişlerse, gerekli girişimlerde bulunduklarında bile, hastanedeki tanılama prosedürü velilerimizi ve çocuklarımızı aylar süren bir ızdıraba ve maddi külfete katlanmak zorunda bırakmaktadır.
Bazı özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımız var ki, bunlar ancak okul çağına geldiklerinde bir sorunları olduğu gerçeğiyle karşılaşıyorlar. Bu da yine ilgili, bilgili ve sevgi dolu bir öğretmenle karşılaşmışsa çocuk, özel eğitime yönlendirilebilmektedir. Özel öğrenme güçlüğü adı altında sıralanan hiperaktivite, disleksia, aleksia gibi öğrenme problemleri var ki zamanında ve ehil eller tarafından eğitilmediğinde yaramazlıkla, tembellikle etiketlendirilerek toplumdan soyutlanmaktadırlar.
Her şeye rağmen tıbbi tanısı konabilmişse, çocuk bu kez de eğitsel değerlendirmesi için R.A.M’ lerinin yarattığı bitip tükenmeyen sorunlarla karşı karşıya geliyor. Testlerin standardizasyonu ülke koşullarına göre düzenlendiğinde bile testörden, çocuğun o günkü psikolojisinden,çocuğa refakat eden bireyin davranışlarından kaynaklanabilecek olumsuzluklar dikkate alınmadan, ortalama on dakikalığına teste tabi tutulan çocuk en iyi ihtimalle ancak iki ayda özel eğitime başlayabiliyor.Oysa gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, hastanede doğumu müteakip hekimlerce tıbbi açıdan, çocuk gelişimi ve eğitimi birimlerince de eğitsel açıdan yapılacak kapsamlı bir değerlendirme bu sorunu büyük bir olasılıkla ortadan kaldıracak ve çocuk en kısa zamanda eğitime başlayacaktır.
2- Özel Eğitim İhtiyacının Sürekliliği

a-Kurum Sahiplerinin Ücret ve Ödeme Politikası...

Kurum sahipleri, her şekilde hayatını sürdürmek varsa ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan personelin maaşlarını çalışılan ayı müteakip en fazla on günlük bir gecikmeyle veya aralarında yaptıkları protokol gereği ödemesi gerekirken, kendi ihtiyaçlarını giderdikten sonra veya bir müddet bankada tuttuktan sonra ödemekte bazen de hiç ödememektedirler. Bir iki aylık gecikmeyle de olsa içerideki parasını kurtarmak amacıyla çalışmayı sürdüren personelin çalışma şevki kalmadığı gibi bu durum, öğrenci ve velileri de etkileyen son derece çirkin olayların yaşanmasına neden olmaktadır.

Özel eğitimde geçmiş yıllarda yapılan bir uygulama vardı ki personelin mağduriyetini tamamen önlemekteydi. Gerekçesi nedir bilinmez ama uygulamanın kaldırılmasıyla özel eğitim merkezlerinde maaşlarını alamayan personel sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Önceki uygulamada özel eğitim kurumu açmak isteyen kişi kontenjanı oranında MEB’na taahhüt ettiği personelin bir-iki maaşı tutarında depozite yatırmak zorundaydı. Bir anlamda devlet çalışanın özlük haklarının garantörlüğünü yapmaktaydı.

Bu uygulamanın işlerliğini yeniden kazanması sorunun çözümünü de beraberinde getirecektir

3-Özel Eğitim Merkezlerinin Çalışma Sistemleri

Ne yazık ki her güzel ve yasal işlemin suiistimali de beraberinde geliyor. Bu kurumlar, özel eğitim alanında eğitim almamış bireylerce denetlendiği ve değerlendirme kriterleri net olarak ortaya konmadığı için bu gün özel eğitimin merkezlerinin içinde bulunduğu durum velilerimizi, eğitim ihtiyacı için değil, engelli çocuklarının engelleri üzerinden nemalanmayı hedefleyen ve bu anlamda kurum arayan bireyler haline düşürmektedir. Haksız rekabetin alabildiğine yaygınlaştığı özel eğitim merkezlerinin içinde, olması gerektiği gibi çalışan kurumlar da ayakta zor durabilmektedirler.Ne yazık ki mağdur olan yine engelli çocuklarımızdır.

Bu alanda hizmet veren kurumların,yine alanında ihtisas yapmış,kendisinin veya birinci dereceden akrabasının özel eğitim merkezi açmadığı denetçilerce denetlenmesi ve süistimal varsa yaptırımlarının güçlü olması kısmen de olsa sorunu çözecektir.

4- Özel Eğitim Personelinin Yetersizliği

Engelli çocuklarımızın, alanında eğitim almış personelce eğitilmeleri gerekirken,ülkemiz koşullarında lisans eğitimi almış ,başvuru yapan tüm öğretmenleri M.E.B ihtiyaca binaen KPSS puanına bakmaksızın atamaktadır.

Özel eğitim alanında çeşitli seminer programlarına katılarak sertifika alan öğretmenlerimizin bir çoğu da

atanmaktadır. Personel ihtiyacını karşılayamayan kurumlar da illegal personel çalıştırma yoluna gidiyorlar.

Kurumların içinde bulundukları çıkmazı fırsat bilen bazı sertifikalı öğretmenler de diplomalarını kiralayarak bu kısır döngüye fırsat vermektedirler.

Sayıları her ne kadar az olsa da örnek teşkil etmek adına son derece yanlış ve niteliksiz özel eğitim merkezlerinin sektörde var olması bir çok engelli çocuğumuzun sadece zamanının bir kısmını araçlarda veya kurumlarda geçirmesi anlamına geliyor.
Atama bekleyen yüzlerce branş ve sınıf öğretmeni bu açığın kapatılmasının elzem olduğu bilinciyle,üniversitelerin koordinatörlüğünde, meslekten ayrılmış, müdürlük yapmış, 1971 doğumlu vb hiçbir anlamlı amacı olmayan ön koşullar sunmadan uzun dönemli,seminer programlarına alınarak özel eğitim alanında istihdam edildiğinde, personel ihtiyacı büyük oranda karşılanacaktır.

Böylelikle engelli çocuklarımızın olabildiğince sağlıklı eğitim alması sağlanacağı gibi yüzlerce öğretmen de çalışan bireyler olarak sağlıklı ve güçlü toplumun oluşmasında yerlerini alacaklardır. Kaldı ki kaynaştırma programı alan çocuklar en çok türkçe, matematik, sosyal Bilgiler ve fen derslerinde desteğe ihtiyaç duymaktadırlar.Oysa kaynaştırma eğitiminde alt yapı henüz oluşturulamadığı için bu programdan faydalanan çocuklar yeterli desteği alamamaktadırlar.



5- Kayıt Silme ve Okul Değiştirme

Özel eğitim merkezlerinin, hem kurum sahiplerini, hem velileri hem de çalışanları oldukça rahatsız eden ve ne yazık ki kangrene dönüşmüş bir sorundur kayıt silme. Yani kaz***** olmayan bir yarış, doktoru olmayan bir hastalıktır. Nedenine gelince bir çok uygulayıcısının, kullanıcısının ve tarafının olması.

Veli, nedeni ne olursa olsun, çocuğunun o kuruma gitmesini istemiyordur artık. Dilekçesini yazar, çocuğunun kaydının silinmesini, raporunun kendisine teslim edilmesini ister. Normalde kurum yetkilileri ayrılma gerekçesini sorar ki, kendi uygulamalarından kaynaklanan bir sorun mu vardır, çözme olasılığı var mıdır? Bu soruya verilecek içtenlikli bir cevap çözüm arzusunda olan kurumun kendisini denetlemesini, gerekiyorsa değiştirmesini sağlar. Ya da velinin taşınma, hastalık, ölüm veya açıklamak istemediği bir nedeni varsa ilgli kişilere düşen en etik davranış prosedürün elverdiği en kısa sürede velinin arzusunu yerine getirmektir.

Gerekli araştırmayı yapma hakkı her zaman saklıdır. Hakkını aramayı gerektiren bir durum söz konusuysa kurum yetkilileri elbetteki gerekli çabayı verecektir. Bu merkezlerin aynı zamanda bir ekmek kapısı olduğu gerçeğinin bir gereğidir bu.

Ne yazık ki izlenmesi gereken yol bu iken, veli, ilçeye dilekçe verme, yalan beyanda bulunma, mektup yazma v.b yollara başvurmak zorunda bırakılıyor. En iyi ihtimalle, öğrenci kuruma hiç devam etmese de türlü gerekçelerle en az bir ay oyalanıyor. Çat kapı rahatsız edilen, türlü maddi destekler vadedilen velilerin traji komik durumu sanırım yakında "temel" fıkraları gibi bir fıkra literatürü oluşturacak.

Ne yazık ki bu kayıt silme sendromu çok daha vahim bir sonucu getirdi beraberinde. Çocuğunun eğitimi ve gelişimi için en iyi eğitimi veren kurumu arama çabası veren velilerin yerine, engelli çocuğunun sırtından nemalanmayı isteyen veliler grubunu oluşturdu. Hangi kurumun kendilerine daha fazla taviz verebileceğinin araştırmasına giren ve elindeki raporla kurum dolaşan veliler, iki bireysel ders saati yerine tüm zamanını kurumda geçirme, şehir içi seyahat, odun, kömür, erzak, ilaç ve daha akla gelmeyecek taleplerle kurumu eğitim veren değil sadece para kazanmak için "reklamın iyisi kötüsü olmaz"diyecek duruma getirme çabasına düşürüyorlar.

Kurum yetkilileri "ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde“ ilkesini benimseyerek, emeklerinin karşılığı olan helal parayı kazanmayı amaçlayıp, öğrenci kaybetme telaşına girmeden çalıştıklarında,haklı gerekçelerle kurumdan ayrılmak isteyen velileri bizar etmeden, her kurum bir başka kurumun hak ve hukukuna saygı göstererek çalıştığında veliler de eğitim kalitesini sorgulamaya başlayacaklardır

a-Kurum Sahiplerinin Ücret ve Ödeme Politikası...

Kurum sahipleri, her şekilde hayatını sürdürmek varsa ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan personelin maaşlarını çalışılan ayı müteakip en fazla on günlük bir gecikmeyle veya aralarında yaptıkları protokol gereği ödemesi gerekirken, kendi ihtiyaçlarını giderdikten sonra veya bir müddet bankada tuttuktan sonra ödemekte bazen de hiç ödememektedirler. Bir iki aylık gecikmeyle de olsa içerideki parasını kurtarmak amacıyla çalışmayı sürdüren personelin çalışma şevki kalmadığı gibi bu durum, öğrenci ve velileri de etkileyen son derece çirkin olayların yaşanmasına neden olmaktadır.

Özel eğitimde geçmiş yıllarda yapılan bir uygulama vardı ki personelin mağduriyetini tamamen önlemekteydi. Gerekçesi nedir bilinmez ama uygulamanın kaldırılmasıyla özel eğitim merkezlerinde maaşlarını alamayan personel sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Önceki uygulamada özel eğitim kurumu açmak isteyen kişi kontenjanı oranında MEB’na taahhüt ettiği personelin bir-iki maaşı tutarında depozite yatırmak zorundaydı. Bir anlamda devlet çalışanın özlük haklarının garantörlüğünü yapmaktaydı.

Bu uygulamanın işlerliğini yeniden kazanması sorunun çözümünü de beraberinde getirecektir.

b- Kırtasiye Savurganlığı Had Safhada...





Dünyada hiç bir ülke yok ki, bizdeki gibi zamanını ve parasını kırtasiye giderleri için harcasın. Evet, plan öğretmenin yol haritasıdır. Kendi kendisini denetlemesinin çizelgesidir. Ders defteri öğretmenin çalıştığının dersi işlediğinin senedidir, değerlendirme öğretmenin hedefinin ulaşılabilirliğini ve öğrencinin hedefe ulaşma düzeyinin belgesidir.

Ancak her öğrenci için her bir ayda, her üç ayda, her altı ayda ve yıl sonunda ayrı ayrı rapor yazmak, günlük sekiz saat derse giren öğretmenin her öğrenci için de günlük plan yapmak öğretmenin yükünü artırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Zira günlük planını zamanında yapan ve bu plana uygun çalışan öğretmen hedeflediği davranışı kazandırıncaya kadarki çalışmasını bu planda gösterecektir. Üç aylık raporu da veliyle yaptığı BEP toplantısında sunacaktır. Raporun yenilenmesi sürecinde RAM’ne yıllık değerlendirme raporuyla ilgili birimin de bilgilendirilmesi sağlanacaktır.

RAM’lerinde PKT adı verilen ve okunmayan yığınla kağıt tomarları israfın boyutlarını gözler önüne sermektedir.

c-Görev Tanımının Dışına Çıkılmasına Dair.

Psikologların özel eğitim de zorunlu eleman olarak kabul edilmelerinin nedeni,özel eğitime muhtaç

bir çocuğa sahip olan ailenin,içinde bulunduğu çıkmazın getirdiği güçlüklerle baş edebilmesini sağlayıcı destek vermek,özel eğitime muhtaç cocuğu psikolojik anlamda desteklemek,toplumla sağlıklı iletişimine katkıda bulunmak, bununla birlikte kurum personelini eğitim kalitesi açısından desteklemektir.

Oysa özel eğitim kurumlarında zorunlu personel olan psikologlar sınıf öğretmeni gibi bire bir derse girmek zorunda bırakıldığı için asıl görevlerini yapamamaktadırlar.

Sıfır altı yaş grubunun eğitimi için istihdam edilen ana okulu öğretmenleri ve çocuk eğitimi ve gelişimi öğretmenleri akademik derslere yönlendirilmektedirler. Kendi alanlarında lisans eğitimi almış olmalarına rağmen engelli çocuklarımızın eğitimiyle ilgili alanlarda yetersizdirler.Özbakım,günlük yaşam,dil konuşma ve alternatif beceriler,psikomotor beceriler ve bilişsel hazırlık becerileri alanında yer alan modüllerin eğitiminde görevlendirilen bu arkadaşlarımız hizmet içi eğitimle desteklenmelidirler.


d- Hizmetiçi Eğitimden Yeteri Kadar İstifade Edilemediğine Dair...

Sürekli gelişmekte ve değişmekte olan eğtim yöntem ve teknikleri ,iletişim ve bilişim teknolojilerine erişim amaçlı hizmet içi eğitim seminerleri bu alanda çalışan tüm personele verilmeli ki hizmetin kalitesi artsın.

Özel Eğitimde Engelli Birey Boyutundaki Sorunlar
a-Verilen Eğitimin Zaman Açısından Yetersizliğine Dair..

Ayda sekiz saat bireysel ve dört saat grup eğitimi alan çocuklar bu kısıtlı sürede yeterli gelişmeyi gösterememektedirler. Bir de çeşitli nedenlerle devamsızlık yaptıklarında sürekliliğin esas olduğu özel eğitimde bir adım ileri dört adım geri kısır döngüsünü oluşturmaktadır. Bu hizmeti veren kurumlar yeterli ücretle desteklendiğinde ve ders saatleri de arttığında kazanan yine çocuklarımız olacaktır.

kaynak:Çocuk eğitiminin püf noktaları



İşlemler


Emre isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
 

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz var yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Şu Anki Saat: 00:32

SohbetForum.ORG, en iyi Google Chrome ile dolaşılır.



SohbetForum.ORG Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
bir SohbetBurada markasidir. Sohbet Designed by core
Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.
Kuruluş: SohbetForum.ORG © 2010-2030
mobil sohbet sohbet mobil sohbet sohbet

İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan SohbetForum.ORG Forum, Haber ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. SohbetForum.ORG sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde SohbetForum.ORG yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.