Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri

SB Yönetim İletişim Sohbet Radyo Anasayfa

Geri git   Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri > >

Rastgele Günün Sözü:
Sohbet SB Mobil Uygulama



Kullanıcı Etiket Listesi


 
 
Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 19.09.16   #1
Kullanıcı Profili
Emre
 Emre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Turkiye özel eğitim nedir?

özel eğitim nedir?


ÖZEL EĞİTİM NEDİR?

Tüm öğrencilik yaşamınızda çevrenizde Gözleri görmeyen, işitemeyen, yürüyemeyen ya da tekerlekli sandalye kullanan, konuşurken kekeleyen, uyuşturucu vb. kullanan, bazı derslerde güçlükleri olan ya da herkesten farklı bir ilgi alanı olup çevresini sorunlarıyla bunaltan veya 3 yaşında kendi kendine okuma yazma öğrenen ya da fen, satranç vb. alanlarda yetişkinler düzeyinde bilgi sahibi olan kişilerle karşılaştınız. Kimine acıdınız, kimine ise imrendiniz.

Bu çocuklar sizden FARKLI çocuklarda. Bu çocuklara daha öncede değinildiği gibi standart programlar, uygulanamaz. Özel eğitim uygulanması gerekir. Özel eğitim çoğunluktan farklı ve özel gereksinimli çocuklara sunulan, üstün özellikleri olanları yetenekleri doğrultusunda kapasitelerinin en üst düzeye çıkmasını sağlayan, yetersizliği engele dönüştürmeyi önleyen, engelli bireyi kendine yeterli hale getirerek topluma kaynaşmasını, ve bağımsız, üretici bireyler olmasını destekleyecek becerilerle donatan eğitimdir.

Özel eğitim bir çok bakış açısına göre tanımlanabilir. Birinci görüş özel eğitimi yasal temelleri olan ve bunlara göre yürütülen bir girişim olarak ele almaktadır. Bu görüşü savunanlar, ana babanın çocukları için uygulanacak tüm eğitsel önlemler ve süreçlerle ilgili kararlara katılmalarını ve bilgilendirilmeleri gerektiğin ileri sürmektedirler.

Bu görüş ülkemizde de kendisini son uygulamalarda hissettirmeye başlamıştı. Bunun sonucu olarak 573 sayılı kanun hükmünde kararnamenin hazırlanış felsefesinde bu görüş yer almaktadır. Bu yasaya göre uygun olarak çıkartılan yönetmelikte, çocukla ilgili her karar alma sürecinde aile onayı da gerekmektedir. Bu görüş, tamamıyla yönetsel düzenlemeler içermektedir. Özel eğitim, mevcut eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmaktadır.

Öğretmen-öğrenci oranları, sınıf ortamının büyüklüğü ve çocuğun bu ortama yerleştirilmesi, hizmet verecek personelin öğrenciye göre dağılımı ve türleri, ne kadar kaynak sağlanması gerektiği gibi yönetimsel konuları kapsar. İkinci görüş olan, toplumsal politikaları oluşturma yaklaşımında özel eğitim, bireyin vazgeçilmez temel insan hakkı olarak yorumlanmaktadır.

Yetersizliği olan bireye karşı değişmesi gereken tutumları ön plana çıkartan bir yaklaşımdır. Her iki görüşünde geçerli olduğu noktalar bulunmaktadır. Özel eğitimin kapsamını ve uygulamalarını belirlemede ikisi de önemli rol oynamaktadır. O da özel eğitimin temel amacını açığı vuracak olan, özel eğitimin çocuğa öğretimsel olarak nasıl müdahale etmesi gerektiği hususudur. (Heward, 00)

Yukarıda ilkeleri belirtilen yeni yaklaşımın uygulanmasında özel eğitimin değişik görevleri üstlendiğini görmekteyiz. Bu görevler şunlardır:

Bir müdahale biçimi olarak Özel Eğitim

Özel eğitim her şeyden önce yetersizliği olan bireylere yapılan amaçlı bir müdahaledir. Başarılı bir müdahalenin yetersizliği olan bireyin öğrenme ortamına, okul ve topluma etkin katılımına ket vuran tüm engelleri ortadan kaldırması, o engellerden bireyi koruması ya da o engellerin üstesinden gelmesini sağlaması gerekir. Müdahalenin bu bağlamda üç temel uygulanma biçimi bulunmaktadır. (Heward, 00; Eripek,02).

Önleyici : Önemsiz problemlerin potansiyel oluşturmasını ve yetersizliğe dönüşmesine müdahale etmek. Eğer müdahale çok erken yaşlarda, hatta bazı durumlarda doğum öncesinden başlandığında oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.

Daha sonraki bölümlerde doğum öncesi nedenler üzerinde durulurken bu konu tartışılacaktır. Özel eğitim açısından yetersizliğe neden olan etmenlerin önlenmesi büyük olasılıkla içinde bulunduğumuz 21. yy da daha da fazla önem kazanacaktır. Çünkü ağır derecede yetersizliği olan çocuklara ne kadar erken müdahale yapılabilirse, yetersizliğin gelişim üzerinde oluşturabileceği olumsuzlukları en aza indirmek olası olmaktadır.

İyileştirici: Öğretim yoluyla yetersizliğin etkilerinin üstesinden gelmek. Bu programlar, genellikle eğitim kurumları ve sosyal hizmet kurumları tarafından uygulanmaktadır. Ülkemizde, Millî Eğitim Bakanlığı ve SHEÇEK’e bağlı kurumlarda bu tür uygulamalar görülmekle birlikte verilen eğitimin ve eğitimi uygulayan bireylerin nitelikleri tartışılması gereken önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.

İyileştirici müdahalenin hem eğitimsel hem de rehabilitasyon boyutu bulunmaktadır. Bu iki alanın ortak amacının yetersizliği olan bireyin yaşamını daha nitelikli ve bağımsız hale getirmek için onu gerekli becerilerle donatmak ve yaşama uyumunu sağlamaktır.

Ödünleyici : Bireyin yetersizliğine rağmen başarılı olabilmesini sağlayacak becerilerin ve araçların nasıl kullanılacağını öğretmek. Bu müdahale, yetersizliğine rağmen bireye uygun (Ödünleyici) yeni becerilerin öğretilmesini kapsar.

Ödünleyici müdahale ile, yetersizliği olmayan bireylerin gereksinimi olmayan ancak yetersizliği olan bireye öğretildiğinde o bireyin yetersizlikten dolayı sınırlı olan yaşantısını zenginleştiren ve kolaylaştıran becerilerin öğretilmesi kastedilmektedir. Örneğin, öykü 1 deki Bülent’in tekerlekli sandalyeyi kullanmayı öğrenmesi, öykü 2’deki Aslının Braille daktilo ve baston kullanması öğrenmesi.

Öğretim Biçimi Olarak Özel Eğitim

Özel eğitimi, genel eğitimden farklı kılan ve onu özel yapan, kimi kapsar, neyi öğretir, nasıl öğretir ve nerede uygulanır sorularının yanıtında yatmaktadır.

Kimi kapsar?

Özel gereksinimi olan, bu özelliğinden dolayı farklı eğitim gereksinimi ancak bireysel olarak planlanmış öğretim programlarıyla karşılanabilen çocukları kapsamaktadır. Bu çocukların eğitimi ya ayrı eğitim ortamlarında ya da birlikte eğitim ortamlarında karşılanmaktadır.

Bunlar yerine getirilirken, sınıf öğretmeni, özel eğitim öğretmeni, ve ilgili bir çok disiplinler (PDR uzmanı, konuşma terapisti, fizyoterapist gibi) de çalışan uzmanların ailelerle birlikte ortaklaşa kararlar almaları birinci sorumluluklarıdır.

Neyi Öğretir?

Özel eğitim, genel eğitimden içerik yönünden yani nelerin öğretileceği yönünden farklılaşmaktadır. Olağan çocukların kendiliğinden edindikleri becerilerin büyük bir kısmını yetersizlikten etkilenmiş özel gereksinimli çocuklara, yoğun ve sistematik biçimde öğretmek gerekmektedir. Örneğin giyinme, soyunma, yemek yeme becerilerini çocukla, yetişkinleri gözleyerek, taklit ederek öğrenirler.

Ancak çocuk yetersizlikten etkilenmiş ise örneğin görme engelli, ya da zihinsel engelli, bu becerilerin öğretilmesi gerekir. Çünkü, görme engelli çocuk, görmesindeki sınırlılık ya da yokluk nedeni ile gözleme ve taklit etme becerilerini sadece işitsel ve dokunsal uyaranlarla yapabilmekte, görsel uyaranları yetersizliğinden dolayı algılayıp tepki koyamamakta veya taklit edememektedir.

Bunun için, giyinme, soyunma, yamak yeme becerilerinin sistematik ve aşamalı öğretilmesi gerekmektedir.

Aynı biçimde zihinsel yetersizliği olan çocuk duyu organlarında sınırlılık olmamasına karşın, bu organlarla almış olduğu uyaranları birleştirmede, saklamada ve geri çağırmada yani bilişsel süreçlerdeki yetersizliklerinden dolayı bunları birleştirmede ve kullanmadaki zorluklarından dolayı, bu becerilerin öğretilmesi gerekmektedir.

Bunların yanı sıra, yetersizliğin engelleyici etkilerini önlemek ya da azaltmak için özel gereksinimli çocuklara belli becerilerin de öğretilmesi gerekir.

Görme yetersizliği olanlara Braille ile okuma yazmanın öğretilmesine gereksinim duyulurken, gören çocukların böyle bir gereksinimi bulunmamaktadır. Genel eğitimden özel eğitim ayrıldığı bir diğer nokta ise içeriğin düzenlenişidir. Genel eğitimde içerik ortalama çevresindeki çocuklar için merkezi programlarla belirlenirken, özel eğitimde programın içeriğini çocuğun gereksinimi belirler. (Heward, 00, Eripek,02).

Nasıl öğretir?

Özel eğitim, genel eğitimden kullandığı yöntemler, materyaller, programın uyarlanması ve özelleşmiş ve bireyselleşmiş tekniklerle de ayrılır. Bunu, örneğin işaret yöntemini öğreten özel eğitim öğretmeninin uygulamalarında, ya da ağır derecede zihinsel yetersizliği olan öğrencilerine kavram öğretimi yapan öğretmenin, öğretimde sistematik olarak ipuçlarını azaltmasında gözleyebiliriz (Eripek, 02)

Ancak temel ilkeler açısından bakıldığında özel eğitim öğretmeninin de genel eğitimde görev alan öğretmenlerle aynı öğretim yöntem ve stratejilerini kullandığını söyleyebiliriz. Sadece farklılık, özel eğitim öğretmeninin programları, amaç ve hedefler yönünden öğrenciye göre düzenlemesine olanak sağlayan BEP leri ve BÖP leri uygulamada kullandığı stratejilerdir. Bu konuda ileri de daha kapsamlı bilgiler verilecektir.

Nerede uygulanır?

Özel eğitim yalpığı ya da uygulandığı yere göre de tanımlanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde özel gereksinimli çocukların büyük bir kısmı olağan okullarda akranlarıyla birlikte en az kısıtlayıcı kaynaştırma ortamlarında öğretim görmektedirler. Ülkemizde de hafif derecede yetersizliği olan çocukların akranlarıyla birlikte öğretim gördüklerini söyleyebiliriz. Bu çocukların büyük kısmı, durumları eğitsel olarak ortaya konulmadığı için, öğretmenlerin sınıf yönetiminde en çok sorunlarla karlaştığı baş belası çocuklar grubu olarak ele alınmaktadırlar.

573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, hafif ve orta derecede yetersizliği olan çocukların akranlarıyla kaynaştırma ortamında eğitim görmelerine olanak tanıdığı için son yıllarda, Ülkemizde de birlikte eğitim ortamlarında öğretim gören çocuk sayısı artmıştır. MEB 2003 kaynaklarına göre kaynaştırmadaki öğrenci sayısı 30.000 civarındadır. Kaynaştırılan yetersizlikten etkilenmiş çocukların oranı & 6’dır.

Ancak, bu ortamlarda uygulanan eğitim, öğretmenlerin yeterlikleri, fiziki ortamlar, çocuklara uygulanan eğitsel tanılama sürecinde gözlenen aksaklıklar, uygulamayı tartışılabilir konuma getirmiştir. Özel gereksinimli çocukların yetersizliklerine göre eğitim ortamlarının düzenlenişinde farklılıklar bulunmaktadır.

Bu ortamlar, olağan çocuklarla birlikte eğitim aldıkları en az kısıtlayıcı ortamlardan başlayarak yatılı ayrı özel eğitim kurumlarına kadar gitmektedir. Bu nedenle, Ayrı ve Birlikte eğitim ortamlarını da kapsayan, kurallara göre düzenlenmiş ortamların nasıl olduğunu çizelge biçiminde şöylece belirleyebiliriz. Bu çizelgede eğitim ortamları en az kısıtlayıcı olandan en fazla kısıtlayıcı olana göre sıralanmıştır.

Özel Gereksinimli Öğrencilerin Eğitim Ortamları
Normal Sınıf Öğrenciler eğitimlerinin çoğunu normal sınıflarda alırlar. Ancak zamanlarının % 21 de destek özel eğitim hizmetleri verilir. Çocuğun sınıf içi ve dışı etkinliklerin tümü özel eğitim kapsamı içinde ele alınır.
Kaynak Oda Öğrenciler, okul zamanının en az % 21 de en çok % 6 da destek özel eğitim hizmetleri alır. Zamanının geriye kalan kısmında normal sınıfta öğretim görebilir. Bu uygulamaya yarı zamanlı kaynaştırma da denilmektedir.
Ayrı Sınıf(Özel Sınıf) Öğrenciler, okuldaki zamanın % 60 fazlasında özel eğitim ve destek hizmetleri kendileri için düzenlenmiş özel sınıflarda tam zamanlı olarak alırlar. Sadece boş zamanlarda normal sınıflardaki arkadaşları ile kaynaşırlar.
Ayrı Okul Öğrenciler, okuldaki zamanın % 60 fazlasında özel gereksinimi olan çocuklara yönelik aydı gündüzlü okullarda özel eğitim ve destek hizmetler alırlar. Akranlarıyla ancak okul dışı saatlerde birlikte olmaları söz konusudur. (Yatılı olmayan Fen Liseleri, Görme engelliler, İşitme engelliler okulları).
Yatılı Okul Öğrenciler, okullardaki zamanlarının % 100 özel gereksinimli çocuklar için açılmış olan yatılı kurumlarda, özel geliştirilmiş programlar, özel yetiştirilmiş personel ve özel donatılmış eğitim ortamlarında alırlar.
Ev/Hastane Öğrenciler hastanelerde ya da evde özel eğitim alırlar.



Özel eğitim sisteminin desteklendiği öğrencilerdeki durum :

Yukarıda belirtilen özel eğitim hizmetlerinin birey açısından nasıl sonuçlar verdiğine ilişkin çalışmalar ayrı bir program uygulamanın ya da destek özel eğitim vermenin her zaman olumlu bir sonuç ile veremeyebileceği yönünde bulguları olan araştırmalar bulunmaktadır. Bu sonuçlardan bir kısmını şöylece sıralayabiliriz: (Sands, 00) İlk olarak yetersizlikten etkilenmiş bireyler, etkilenmemiş olan öğrencilere kıyasla daha sık okulu bırakmaktadır.

İzleme çalışmaları yetersizlikten etkilenmiş bireylerin iş ortamına arkadaşlık ortamına, aileden ayrı bağımsız yaşamada ya da eğitim sonrasındaki çevresine uyumda belirli bir uyum yetersizliği gösterdiklerini gözlemlemiştir. Yetersizlikten etkilenmiş ve okuldan mezun olmuş bireylerin sadece %30-40 kadarı (ABD için verilmiş oran) bir iş sahibi olabilmektedir. Bu işler ise genellikle de özel bir beceri gerektirmeyen yapıya sahiptir.

Yetersizlikten etkilenmiş öğrencilerin (öğrenme güçlüğüne sahip ya da duyuşsal yetersizliği sahip) 3’te biri kadarı okullarını bıraktıktan sonra en az 1 kez tutuklanmışlardır. Bütün bu olumsuzlukların üstesinden gelebilmek amacıyla okul sisteminin yapısında köklü değişikliklerin yer alması gerektiği vurgulanmaktadır. (Sarı, 02) Bu bağlamda, okulun tüm öğrencileri kapsamı içine alan bütünleştirici bir yapıya ulaşmasını sağlamak amacıyla hedeflerinin ve ilkelerinin yeniden yapılanması gerekmektedir.

Bu yapılanmada ki ilkeler şunlardır. (Sands, 00). Her öğrenci, okulun tüm öğretimsel etkinliklerine katılma hakkına sahiptir. Öğrencinin hangi akademik, davranışsal, fiziksel ya da iletişimsel kapasitesinde sınırlılıkları olursa olsun, tüm bu özelliklere bağlı olarak her davranışı kabul edilebilir değildir. Her insan tarafından da istenilebilir veya kabul edilebilir olmayabilir. Okul ortamında öğrencilerin zayıf yönleri desteklenir ve böylelikle öğrenciler zayıf yönlerini güçlendirmek için bir fırsat elde etmiş olurlar. Okul ortamında öğretmenler yetersizlikten etkilenmiş öğrencilerden fazla sorun yarattıkları ya da uygun olmayan davranışlar sergiledikleri için kurtulmaya çalışmamalıdır.

Eğitimin amacı öğrencilerin amaçlarına ulaşmalarına ve ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olacak fonksiyonel planlamaları yapmak ve uygulamaktır. Okul ortamında öğrencilerin amacı okulun amacı haline dönüşür ve bu noktada bir takım çalışması içine girilir. Okul ortamındaki öğrenmelere birlikte eğitim denilir ve yaşam birlikte öğrenilir. Bu ilkelerin yerleştirilmesinde görev alacak personelin kimler olduğu ve bu personeli kimlerin desteklemesi gerektiğini de şöylece belirtebilir.

Öğretmenin kaynaştırmaya hazırlanması

Öğretmen davranışları sınıftaki tüm öğrencileri etkiler. Öğretmen tüm davranışlarının ve kullandığı kelimelerin öğrenciler tarafından model alındığını bilmelidir. Öğretmenlerin yetersizlikten etkilenen öğrencilerin problemleri hakkında bilgileri olursa onları daha kabul edici tutum içine girerler. Bilgi bir çok şekilde kazanılabilir.

Öğretmenlere okuması için gerekli materyaller sağlanarak. Film ve videolar izletilerek, similasyon çalışmaları yaptırılarak, ayrı eğitim okullarına gidilerek, sınıfa yetersizlikten etkilenmiş bir yetişkin veya çocuk davet edilerek bilgilendirme çalıymaları yapılabilir. Ne kadar yetersizlikle ilgili bilgi sahibi olunursa, o kadar yetersizlik daha az farklı, daha tanıdık, daha kabul edilir duruma gelir. (Lewis ve Doorlag, 1991).

Normal sınıf öğrencilerinin kaynaştırmaya hazırlanması

Öğretmen normal sınıf öğrencilerini kaynaştırmaya hazırlamalıdır. Bir çok öğrencinin eğer ailelerinde ve yakın çevrelerinde yetersizlikten etkilenen bireylerle ilgili bir sınıf öğrencilerinin dolayısıyla yetersizlik hakkında yaşantı ve bilgileri çok sınırlı olacaktır. Bu nedenle yetersizlikten etkilenen öğrenci sınıfa yerleştirilmeden önce öğretmen bazı bilgi ve becerileri öğrencilerine kazandırmalıdır. Bunu sınıfta çeşitli aktiviteler planlayarak yapabilir.

Öyküler okuyabilir, özel okullara ve sınıflara ziyaretler gerçekleştirebilir ve yetersizlikten etkilenen arkadaşlarına yardım etme yollarını gösterebilir. Öğretmen doğrudan bilgi sunarak da yetersizlik hakkında öğrencileri bilgilendirebilir. Amaç, normal gelişim gösteren öğrencilerin yetersizlikten etkilenen öğrencilerin yapabildiklerinin ve problemlerinin farkında olmalarını sağlamaktır.

Yetersizlikten etkilenen öğrencinin kaynaştırmaya hazırlanması

Yetersizlikten etkilenen öğrencinin sosyal becerileri bu öğrencinin sınıfta kabulünü etkiler. Bu nedenle öğretmenler öğrencilerine yetişkinler ve akranlarıyla etkileşime girmesini sağlayacak sosyal becerileri öğretmelidir.

Ailelerin kaynaştırmaya hazırlaması

Hem normal çocukların ailelerinin hem de yetersizlikten etkilenmiş çocuklarının ailelerinin tutumları sosyal kabulü etkiler. Öğretmen aileleri. Yetersizlikten etkilenerek çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgili bilgilendirmeli, programın amaçlarını anlatmalıdır. Kaynaştırılan öğrencinin yetersizlikten etkilenme durumu da aileleri ve normal öğrencileri etkilemektedir. Baykoç-Dönmez, Avcı ve Aslan (1997) kaynaştırmaya katılan ve katılmayan normal gelişim gösteren öğrenciler ve velilerine kaynaştırma, özürlü birey ve özürlü bireylerin eğitimine ilişkin bilgi, duygu ve düşüncelerini saptamak amacıyla öğrenci ve velilere anket uygulamışlar, öğrenci ve velilerin özürlü bireye yardım etmek istediğinde oldukları buna karşın diğer yetersizlik guruplarına göre daha isteksiz olduklarını saptamışlardır.

Öğretmen özellikle zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin gruba uyum davranışlarını geliştirmek için gerekli düzenlemelere yer verilmelidir. Öğretmen yetersizlikten etkilenen öğrencilerin aileleriyle de etkileşim kurmalıdır. Öğrencinin neleri sevdiğini sevmediğini, yemek ve uyku saatlerini, ev ödevlerine karşı tutumlarını, evde problem olan davranışlarını öğrenmelidirler. Öğretmen bu etkileşimlerle öğrencinin özellikleri hakkında bilgi sahibi olur ve öğretimsel düzenlemeleri daha kolay ve etkili yapabilir.

Öğretmen yetersizlikten etkilenen öğrenci sınıfa yerleştirildikten sonra normal öğrenci ile yetersizlikten etkilenen öğrenci arasında etkileşim kurmalarını sağlayacak düzenlemeler yapmalıdır. Bunun için bu bölümde öğretim ortamlarının düzenlenmesi kısmında açıklanan grupları oluşturmalıdır.

Bu gruplar öğrenci etkileşimlerini temel aldığı için sosyal kabulü destekleyen düzenlemelerdir. Öğretmenin sınıfa yerleştirilen yetersizlikten etkilenen öğrenci ile normal öğrenci arasındaki farklılıklardan çok benzerliklere dikkat etmesi de olumlu tutumların geliştirilmesinde rol oynar.

Öğretmenler sadece yetersizlikten etkilenen öğrencinin fiziksel görüntüsüne, etiketine, akademik başarısına veya ara sıra meydana gelen davranışına göre fikirlerini belirlememelidir. Bu tür tutumlar öğretimsel beklentileri etkiler. Öğretmen sınıftaki tüm öğrencilerin yapabildiklerini, yapamadıklarını ve problem davranışlarını gözlemlediğinde bir çok benzerlikleri görecektir. Bu benzerlikler öğretmenin öğrencilerin yapabildiklerine yoğunlaşmasına ve yetersizlikten etkilenen öğrenciye karşı olumlu tutum geliştirmesine yol açacaktır (Lewis ve Doorlag, 1991).

KAYNAŞTIRMA ORTAMINDA ÖĞRETİMİN DÜZENLENMESİ

Öğrenme-öğretmen sürecinde öğretmenin hem yetersizlikten etkilenen öğrencinin hem de sınıfındaki tüm öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için dört temel ilkeyi bilmesi gerekir. (Lewis ve Doorlag, 1991)

Bunlar : Bütün öğrenciler öğrenebilir: Yetersizliğe sahip olmak yeni beceri, bilgi ve davranışların edinilmesine engel değildir. Her öğrencinin öğrenme hızı farklıdır. Bazı öğrenciler bazı şeyleri diğerlerine göre daha çabuk, bazıları ise daha yavaş öğrenebilir. Önemli olan onların neler yapabildiğini bilmek, yapamadıklarıyla ilgili de uygun öğretimi sunmaktır.

Öğrenmede davranış değişikliğidir: Öğrenciler yeni beceriler öğrendiğinde daha önceden öğrendikleri becerilerde uzmanlaşırlar. Öğretmen öğrenme sürecinde öğrenciyi sürekli kontrol ederek yeni davranışları edinmesi için rehberlik etmelidir. Öğretim ortam düzenlemeyi içerir: Öğrenme bir davranış değişikliği ise öğretim de öğrenme ortamlarının istenilen davranışlarının kazanılması için düzenlenmesidir. Bu nedenle öğretmen öğretimin gerçekleşebilmesi için davranış öncesi ve sonrası faktörleri kontrol etmelidir. Ders anlatımı, küçük grup tartışmaları, metin okuma gibi etkinlikler davranış öncesi düzenlenmelerdir. Bu tür etkinlikler öğrenmeyi kolaylaştırır.

Davranış sonrası etkinlikler ise davranışı izleyen ödül veya cezalardır. Bunlar öğrenmenin gerçekleşmesinde önemli araçlardır. Öğrenme öncesi ve sonrası bir çok teknik ve yöntem kullanılabilir: Her ne kadar çeşitli öğretim yöntem ve teknikleri varsa da bazıları diğerlerinden etkilidir.

Veri toplama öğretimi etkili hale getirir : Öğretmen öğretim öncesinde ve sonunda öğrencinin performansını ve gösterdiği gelişimi kayıt etmelidir. Eğer davranış istenen şekilde değişmişse uygulanan sağaltımın etkilidir. Değişmemişse öğretmen tüm öğretim sürecini ve yaptığı düzenlemeleri gözeden geçirerek daha etkili sağaltım modelleri denemelidir.

ÖĞRENCİLERİN AMAÇLARI GERÇEKLEŞMEDİĞİ DURUMDA YAPILACAKLAR

Yukarda açıklanan tüm öğeler uygulandığı halde öğrenciler öğretim amaçlarının gerçekleştirmeyebilirler veya kazandıkları becerileri izlerlik göstermeyebilir, geneleme yapmayabilirler. Bu durumda öğretmen öğretim materyalleri ve aktivitelerinde, öğretim sürecinde, öğretilecek içerikte ve öğretim amaçlarında bazı değişiklikler yapmalıdır. Öğretim materyallerinin ve aktivitelerinin değiştirilmesi : Öğretmen ip uçları ekleyerek öğretim materyallerini öğrencinin amaçları gerçekleştirmesine hizmet edecek şekilde düzenleyebilir.

Bunlar görsel, sözel veya işaret ip uçları olabilir. Örneğin satır aralarının açık olmasına rağmen öğrenci metni satır atlayarak okuyorsa öğretmen renkli kalemlere her satıra öğrencinin hoşlanacağı bir işaret koyarak materyali düzenleyebilir. Öğrencinin belirli hatalar yapması da öğretim amacının gerçekleşmesini engelleyebilir. Bu hatalar okuma, yazma, işlem hataları olabilir. Örneğin öğrenci okurken belirli ünsüzlere biten kelimeleri son ünsüzünü sesletmeden okumaktadır. Bu öğrenci için bu ünsüzler belirlenerek bu kelimeler yazdırıp okutularak bire bir çalışmalar yapılabilir veya bu ünsüzlerin altı çizilerek öğrencinin dikkati çekilebilir.

Öğrencinin yaptığı belirli hataları düzeltmek için belirli stratejilerin öğretilmesi de olumlu sonuçlar verebilir. Örneğin cümle sonuna nokta koymayan öğrenciye kendini kontrol etme stratejisini öğretilebilir. “Birinci olarak cümlemi okumalıyım, imla hatam var mı kontrol etmeliyim noktalama işaretlerini doğru koydum mu kontrol etmeliyim gibi” kendine sorular sorarak kendini kontrol etmesi öğretilebilir.

Öğretim sürecinin değiştirilmesi : Öğretmen öğrencilerin amaçlarını gerçekleştiremedikleri durumlarda ek sunumlara ve ek alıştırmalara yer vermelidir. Öğrenci amaçları kazandığı halde farklı materyallere ve farklı ortamlara genellemediği durumlarda ise öğretim etkinliklerini zenginleştirmeli çeşitli aktivitelere yer vermelidir.

Ayrıca ödüllendirme ölçütünün değiştirilmesi de amaçlarını kazanılmasına hizmet eder. Öğretmen öğretimin başında en küçük ilerlemeyi ödüllendirmeli öğrenci bağımsızlaştıkça ödüllendirme sıklığı azaltmalıdır. Ödül seçimini öğrencinin ilgisine ve tercihine göre gerekiyorsa değiştirmelidir. Öğretim adımlarının yavaşlatılması da öğrencinin amaçları gerçekleştirmesinde etkili olur. 45 dakika olarak plânlanan ders saatini öğretmen iki ayrı oturum olarak uygulayabilir. Böylece kazandırılacak öğretim amaçları da bölünerek öğrencinin öğrenmesi kolaylaştırılır.

Öğrenciden beklenen davranışların kolaylaştırılması : Yukarıda söylenen değişikliklerde etkili olmazsa öğretmen öğretim amaçlarını kolaylaştırmalıdır. Bunun için öğretmen öğretim amaçlarındaki ölçütü değiştirebilir. Örneğin öğrenciden 15 dakika içinde beş tane toplama işlemini doğru olarak tamamlanmasına yönelik amaç koyduysa bu amaç, süre ve doğruluk düzenlenmesi yapılarak tekrar yazılabilir. Öğrenci bu amaca ulaştığında öğretmen süreyi ve doğruluk oranın tekrar düzenleyebilir. Öğretmen amacın gerçekleştirme koşullarını da değiştirebilir.

Örneğin öğrenciye metne bakmadan özet çıkarması isteniyorsa öğrenci amacı gerçekleştiremediğinde önce metne bakarak özet çıkarması istenebilir. Öğrenci okuyarak bilgiyi anlamda güçlük çekiyorsa öğretmen çeşitli görsel araçlar kullanarak öğretimi yapabilir. Öğretmen öğretim amaçlarının … amaçlara bölerek de öğrencinin amaçları gerçekleştirmesini sağlayabilir.

Örneğin öğrenciden ormanın yararlarını hepsini birden sıralamasını istemek yerine her bir yararını farklı bir öğretim amacı olarak alıp öğrencinin amacı gerçekleştirmesini sağlayabilir. Öğretilecek içeriğin değiştirilmesi: Öğretmen yukarıdaki düzenlemeleri yaptığı halde öğrencide problemler devam ediyorsa o zaman öğretmenin öncelikle öğrencinin ön koşul davranışlarını yeniden kontrol etmesi gerekir.

Öğretim öncesi değerlendirmelerde öğrenci kontrolünün sağlanamaması veya ölçü aracımızın uygun hazırlanmamasından dolayı ön koşullar öğretilecek içeriğin kazanılması için oluşmamış olabilir. Bu durumda öğretmen öncelikle ön koşullara yönelik amaçları koyması ve öğretmelidir. Yapılan kontroller sonucu ön koşulların öğrencide mevcut olduğu görüldüğünde o zaman öğretimi yapılan içerik kontrol edilmelidir. Öğrenci için bu içerik zor ve karmaşık olabilir.

Bu durumda öğretmenin benzer fakat daha kolay olan içeriği sunması gerekir. Örneğin öğrencinin sınıf düzeyine göre hazırlanan fen, sosyal, Türkçe ve hayat bilgisi kitaplarındaki metinleri öğrenci anlamayabilir veya bu içerikte yapılan sunumlar onun için zor olabilir.

Bu durumda öğretmenin aynı konuları farklı kaynak kitaplar veya daha alt sınıf seviyesindeki kitaplardan hazırlaması veya okutması gerekir. Sonuç olarak, bu bölümde anlatılan öğretimsel düzenlemeler kaynaştırma ortamında bulunan yetersizlikten etkilenen öğrencilerin amaçları gerçekleştirmesine hizmet eder. Bu nedenle öğretmenlerin öğretim öncesinde, öğretim sırasında ve öğretim sonunda yapılacak düzenlemeleri yaparken bu bölümde açıklanan ilkelere dikkat etmesi gerekir.

ÖZETLE

Kaynaştırma ortamında öğretimsel düzenlemeleri etkileyen dört faktör bulunmaktadır. Bunlar öğretmen, öğrenci, içerik ve ortamdır. Öğretmen yeterlilikleri artırılarak ve tutumları bilgilendirme yoluyla değiştirilerek, öğrenci içerik ve fiziksel ortam özellikleri dikkate alınarak kaynaştırma ortamlarda öğretimsel düzenlemeler yapılmalıdır.

Öğrencilerin öğretim sonunda bilgilerin kazanmaları, hatırlatmaları ve genellemeleri için öğretmenlerin öğretim öncesinde, öğretimi yaparken ve öğretim sonunda yapacağı düzenlemeler vardır.

Öğretim öncesi düzenlemeler içerik seçimi, içeriğin analiz edilmesi, amaçların belirlenmesi, yöntem seçimi, materyallerin öğrencinin ihtiyacına göre düzenlenmesi, ortamların düzenlenmesi öğrencilerin uygulamalarını kontrol edebilecek sistemlerin kurulması, kuralların belirlenmesi ve sınıf rutinlerinin oluşturulması, öğretim süresinin belirlenmesidir.

Öğretmen yöntem seçimine karar verirken öğrenci özelliklerine, uygun materyallerin ortamda olup olmamasına, ortama sunulacak içeriğe ve öğretim amaçlarına, uygulayacağı yöntemin ne kadar sürede uygulanacağına, seçtiği yöntemi uygulamada yeterli olup olmadığına ve seçtiği yöntemin verimli olmasına dikkat edilmelidir.

Öğretmen kaynaştırma eğitiminde fiziksel ortam düzenlemesi yaparken öğrencinin sayısına, sınıfın ebadına göre düzenlemeler yapmalıdır. Öğretmen kaynaştırmada öğretim ortamlarını düzenlerken performans grupları, heterojen grupları, işbirliğine dayalı öğrenme grupları oluşturabilir. Ayrıca gerektiğinde bire-bir öğretim veya tüm gruba öğretim yapabilir.

Gruplamayı yaparken grubun büyüklüğüne, niteliğine, materyallerine, amacına, gruba kimin liderlik yapacağına karar vermelidir.

Öğretmenin öğretim sırasında öğretimsel düzenlemeler yaparken kısa dönemli amacı açıklaması, öğrenciyi öğrenmeye hazırlaması, gözden geçirme ve önceki bilgileri hatırlatma ve sunulacak içerikle ilgili ilişki kurması, örgütleyiciler kullanılarak sunuma başlaması, basamak sunuma yer vermesi, açık ve akıcı anlatımla konuları sunması, kontroller ve uygulamalar yapması, materyal zenginliğine yer vermesi, özetlemeler yapması ve sunulan içeriği hatırlatması, yanlışları düzeltmesi dönüt ve pekiştireçleri uygulaması gerekmektedir.

Öğretmen öğretim sonunda öğretimi değerlendirmeli aynı zamanda genelleme ve izleme değerlendirmeleri yapmalıdır. Öğrenci amaçları gerçekleştiremediğiyse öğretim materyalleri ve aktivitelerinde, öğretim sürecinde, öğretilecek içerikte ve öğretim amaçlarında bazı değişikliklere gitmelidir.

kaynak:Çocuk eğitiminin püf noktaları



İşlemler


Emre isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
 

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz var yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Şu Anki Saat: 19:53

SohbetForum.ORG, en iyi Google Chrome ile dolaşılır.



SohbetForum.ORG Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
bir SohbetBurada markasidir. Sohbet Designed by core
Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.
Kuruluş: SohbetForum.ORG © 2010-2030
mobil sohbet sohbet mobil sohbet sohbet

İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan SohbetForum.ORG Forum, Haber ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. SohbetForum.ORG sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde SohbetForum.ORG yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.