|
30.09.16 | #1 |
Osmanlıda eğitim
Osmanlıda eğitimOsmanlı Devleti’nde kuruluş döneminden itibaren ilim ve kültür alanında çalışmalar yapıldı. Osmanlı Devleti daha önceki Türk devletlerini örnek alarak eğitim sistemini daha da geliştirdi. Zira Türkler Anadolu’ya gelmeden önce de ilim faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Özellikle Büyük Selçuklularda olduğu gibi Türkiye Selçuklu Devleti de çeşitli şehirlerde üniversite niteliğinde medreseler inşa etti. Osmanlı Devleti bu medreseleri örnek alarak daha da geliştirdi. Medreselerin yanına kurduğu vakıf müesseleri sayesinde ilim faaliyetlerini geliştirerek devam ettirdi. Osmanlı Devleti’nin büyük bir devlet olmasında mükemmel bir yönetim anlayışı, güçlü bir ordu ve iyi bir eğitim sisteminin önemli payı olduğu bir gerçektir. Osmanlı eğitim sisteminin amacı devlete bağlı insan yetiştirmekti. Bireyin iyi bir insan ve iyi bir meslek sahibi olması, mesleğini icra ederken de geleneklere bağlı ve itaatkâr olması hedeflendi. Devletin kurumları, eğitimli insanlar sayesinde ayakta durabilirdi. Bu yüzden Osmanlı Devleti eğitime son derece önem verdi, bilim insanları korunarak desteklendi. Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimler de eğitimlerini ibadethanelerinde (kilise, sinagog gibi) ve açtıkları okullar aracılığıyla yapabiliyorlardı. Osmanlı Devleti’nin bunlar üzerinde herhangi bir denetimi ve baskısı yoktu. Dinî vecibelerinde tam bir serbestlik içerisinde olan gayrimüslimler eğitim konusunda da aynı serbestliğe sahiplerdi. Osmanlı eğitim sistemi esnaf, köy ve mahalle halkının eğitildiği yaygın eğitim kurumları ile ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarının bulunduğu örgün eğitim kurumu olarak iki bölüme ayrılırdı. Yaygın Eğitim Kurumları • Halk Eğitimi: Bu eğitim için camiler, tekkeler, zaviyeler ve kıraathaneler kullanılırdı. Buralarda tefsir, hadis, fıkıh gibi dinî bilgiler yanında hat ve tezhip gibi özel yetenek gerektiren çalışmalara yönelik de eğitim verilirdi. • Esnaf (Meslek) Eğitimi: Osmanlı Devleti’nde tüm esnaf kuruluşları aynı zamanda birer mesleki eğitim kurumlarıydı. Esnaf birlikleri başlangıçta Ahiliğe daha sonraları ise lonca teşkilatına bağlıydılar. Esnaflıkta uzmanlaşmak isteyenler çırak (şakirt) olarak işe başlar, meslekte ilerledikçe kalfa ve usta olurlardı. Usta olmaya hak kazananlara icazetname verilir, böylece bunlar iş yeri açabilirlerdi. Örgün Eğitim Kurumları • Sıbyan (Mahalle) Mektebi: Genelde köy ve mahallelerde bulunurdu. Dört ve altı yaş arasında kız ve erkek çocuklar bu okullara giderdi. Bu okuldaki hocaların maaşları vakıflar tarafından karşılanırdı. Çocuklar okula “amin alayı” denen bir törenle başlarlardı. Sıbyan mektebinde eğitim karma ve ücretsizdi. Medreseler: Medreseler Orta ve yüksekokullar medrese bünyesinde idi. İlk Osmanlı medresesi Orhan Bey döneminde İznik’te açıldı (1331). Daha sonra Bursa ve Edirne’de medreseler açıldı. İstanbul’un fethedilmesinden sonra Fatih Camisi bünyesinde kurulan külliyenin en önemli kısmı Sahnıseman (Sekiz Medrese) olarak oluşturuldu. Medreselerde dinî ilimler yanında tıp, matematik, fizik, kimya, tarih, coğrafya gibi bilimler de verilirdi. Eğitimini tamamlayanlar müftü, kadı, doktor, astronom, müderris (öğretmen) olurlar, Osmanlı aydınlarını oluştururlardı. Bürokrasinin büyük bir kısmı medreseden yetişirdi. Saray Eğitimi: • Osmanlıda saray eğitimi üç kısımdan oluşurdu: ŞEHZADE EĞİTİMİ Ben Şehzade II. Mehmet. Padişah II. Murat’ın oğluyum. Eğitimime sarayda başladım. Okuma yazma yanında Kur’an-ı Kerim öğrendim. Daha sonra şehzadegân mektebi denilen yerde şehzadeler için verilen özel bir eğitime tabi tutuldum. On iki yaşında yedi tane dil biliyordum. Dinî, ilmî, siyasi bilgilerimi lalalarımdan öğrendim. On bir yaşımda lalamla birlikte Manisa sancağına idareci olarak atandım. Amacım burada devlet tecrübesi kazanarak Osmanlı tahtına çıkmak ve iyi bir padişah olmak. ENDERUN Ben Pargalı İbrahim. Devşirme sistemine göre on beş yaşında gayrimüslim bir aileden alınarak Anadolu’da bir Türk ailesinin yanına verildim. Türk ve İslam kültürünü aldıktan sonra sarayda acemi oğlanlar ocağına getirildim. Üç yıl dinî, ilmî ve askerî eğitim aldım. Gösterdiğim üstün başarı sonucunda sarayda saray üniversitesi özelliğine sahip olan Enderuna seçildim. Burada din ve ırk farkı gözetilmeksizin herkese eğitim hakkı verilmekte. Amacım, burada aldığım eğitim sonrası Osmanlı veziri olmak. HAREM Ben Mihrimah Sultan. Kanuni Sultan Süleyman ve zevcesi Hürrem Sultan’ın kızıyım. Haremde dadı ve kalfaların eşliğinde dinî, ilmî ve mesleki eğitim aldım. Haremde babaannem, annem ve kız kardeşlerimin yanı sıra pek çok cariye bulunmakta. Burada ciddi bir eğitime tabi tutuluyoruz. Buradan yetişenlerin üst düzey devlet görevlileri ile izdivacı yapılmakta. Askerî Eğitim Osmanlı askerî sistemi genel olarak tımarlı sipahiler ve kapıkulu askerlerinden oluşurdu. Tımarlı sipahiler, bağlı bulunduğu tımarlarda eğitim alırlardı. Tımar verilen sipahiler, tımarının gelirine göre “cebelü” denilen atlı askerleri toplar ve bunlara gerekli askerî eğitimi verirlerdi. Kapıkulu askerleri ise devşirme sistemi ile toplanır ve sarayda Acemi Oğlanlar Ocağında eğitime tabi tutulurlardı. Yetenekli olanlar, Acemi Oğlanlar Ocağından Enderun’a, diğerleri ise Yeniçeri Ocağına alınırlardı. Yeniçeriler burada meslek gruplarına ayrılırlardı. Bu bölümler şunlardı: • Tüfekhane Tüfek yapımı, bakımı ve onarımı ile ilgilenen askerî bölümdür. • Tophane Top dökümü ve yapımı ile ilgilenen teknik askerî bölümdür. • Humbarahane Havan topu dökümü ve el bombası yapımı ile uğraşan askerî bölümdür. • Mehterhane Askerî bando ve mızıka eğitimi veren bölümdür. • Kılıçhane Kılıç, mızrak, gürz vs. silahların yapımı ile uğraşan askerî bölümdür. |
|
|
|