Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri

SB Yönetim İletişim Sohbet Radyo Anasayfa

Geri git   Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri > > >

Rastgele Günün Sözü:
Sohbet SB Mobil Uygulama



Kullanıcı Etiket Listesi


 
 
Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 11.10.16   #1
Kullanıcı Profili
Ahmet
 Ahmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Standart Yedi Kule Lisesinde

Yedi Kule Lisesinde


Hikaye 80’li yılların başlarında geçiyor..

Ortaokul 1. sınıfta kalan ve bütünlemelerini veremeyen çocuk, tekrardan orta 1. sınıfa gidiyormuş 1-İ sınıfında yeni arkadaşları ile ders başı yapmış..

1-2 hafta derken karşı sınıflarında okuyan bir kızı görmüş.. Görmüş ama neden kendi sınıfında ve okulda birçok yaşıtı var iken o kızın dikkatini çektiğini anlayamamış.. Günler geçtikçe ekmeye suya ihtiyaç duyduğu gibi ona bakmaya da ihtiyacı olduğunu fark etmiş.. Ona bakınca sanki içinde kelebekler uçuşuyordu ama anlam veremiyordu.. Sonuçta sene 83-84 çocuk daha 13-14 ünde, ne bilsin nelerin olacağını..?

Derken aradan 1-2 hafta daha geçmiş.. Çocuk artık gece uyurken ve sabah kalkarken o kızı düşünmeye başlamış.. Okula giderken çocuğu tatlı bir heyecan sarıyormuş.. Onu görebilecekti çünkü.. Çocuk okulda türlü türlü bahanelerle onun sınıfına giriyor, onu görme ihtiyacını gideriyor muş.. Onun sınıfında arkadaş edinmeye çalışıyor, böylece onu görebilme bahanesi ve vakti yaratıyormuş..

Ama günler haftalar geçtikçe artık arkadaşlarından ve oynadığı oyunlardan tat almamaya başlamış.. Hep onun görüntüsü ve hayali gözlerinde ve beyninde canlanıyormuş.. İlk defa tattığı bu duyguların aşk olduğunu o yaştaki cahil aklı ile bile anlamış..

Artık onu görmek yetmiyordu çocuğa, bir gün okul çıkışında, hikayenin kahramanı olan Arzu’ yu takip etmiş.. Yedikule Lisesinin arkasında olan bostanların yolundan kız ilerlerken evine doğru 200-300 metre sonra kız oturduğu apartmana girmiş.. Acaba hangi daire idi..? çocuk bunu hiç bir zaman öğrenemedi.. Neyse hikayemize dönelim..

Çocuk her gün Arzu’ya bakıyor okulda ve okul çıkışında evine dönüşlerde takibi rutin halini alıyordu.. Günler geçtikçe Arzu çocuğa da sanki yakınlık göstermişti.. Çocuk utangaç haliyle ona koridorlarda yaklaşmaya konuşmaya çalışıyor, sanki Arzu da hadi be çocuk topla artık cesaretini der gibiydi.. Arada sırada Arzu da biz sınıftan geç çıkınca kapıdan kafasını uzatıyor bakıyordu, koridorda bahçede gördüğümde bana bakıyor hadi be çocuk topla şu cesareti diyordu gözleri adeta..

Okul çıkışlarında rutin bostan yolundaki takibim sırasında her yer kardı, kış ayı idi.. Cesaretimi toplayıp ona kar topu attım.. Oda bana attı evet evet karşılık vermişti.. Yedikule Lisesinin arkasındaki o bostan yolunda, yolun sonundaki evine kadar kar topu oynayarak gülerek çığlık atarak ama tek kelime konuşmayarak gittik…

Çocuk nereden bilirdi o kar topu oynadığı 10 dakikanın hayatının en güzel ve unutulmaz günü olacağını..?

Çocuk sırılsıklam adete köpekler gibi aşık olmuştu ona.. Ama nasıl karşısına çıkıp seni seviyorum, sana aşığım diyebilirdi..? Çünkü yanına yaklaştığında bile çocuğun kalbi makineli tüfek gibi atıyor elleri titriyordu.. Birkaç defa karşısına çıkıp seni seviyorum, sana aşığım demeye cesaretini topladı ise de ya Azu’yu göremedi yada yanında birileri vardı..

Hikayenin başlangıcında demiştik ya.. Çocuğun 2. senesi idi ve bu sene de kalırsa okula devam edemeyecekti..

Korkulan oldu.. Çocuk 1-İ sınıfında 2. defa kaldı ve eğitim hayatı bitti.. Tatil başlamıştı.. Koca 3 ay onu nasıl görecekti..? Ya sonra ne olacaktı..? Aşk sonrayı düşünmüyordu boş ver dedi sonrayı.. 3 ay onu görebilmek için hemen hemen her gün bostanların yolundaki evlerine gitti.. Birkaç defa saat denk geldiğinden gördü.. Olsun oda yetmişti..

Okullar açılacaktı, çocuk bir işe girmişti… Arzu da okula gidecekti, nede olsa artık orta 2 talebesi olmuştu.. Okulların açılacağı Pazartesi günü işe gitmedi… Onu görmeliydi, ona açtı, ona susuzdu, ona bir iki adım yaklaşıp gözlerine bakma ihtiyacı vardı..

Öğlen vakti idi, okulların açılacağı Pazartesi günü.. En yeni kıyafetlerini giydi… Hazırdı, içini tatlı bir heyecan sarmıştı.. Kolay mı onu görebilme ihtimali vardı işin ucunda..

Olabildiğince yeni kıyafetlerini giyip yola koyuldu… Evi Yedikule Gençağa sokağında olduğundan okul ile arası 10 dakika gibi.. Artık onu gördüğünde aşkını, tutkusunu, sevgisini, onu unutamadığını, ona seni seviyorum deliler gibi aşığım cümlesini söylemeye kararlılıkla gitmeye koyuldu genç çocuk..

Aşkını dökmeye giderken genç çocuk, düşündü..!

Yaşadığı hayatı ve ona ne verebileceğinin hesabını yaptı.. Sonuçta Arzu’nun önünde koca bir eğitim hayatı ve yakalayacağı başarılar, yeni arkadaşlar olacaktı..

Çocuk ise..

Yedikule Genç ağa sokakta o zamanlar bile 120 yıllık olan eski bir Rum evinde annesi ile yaşıyordu.. Parçalanmış bir ailenin çocuğuydu.. Evlerinde buz dolabı bile yoktu.. Yazları soğuk bir bardak su içmek bir lükstü, ancak bu lükse başkalarının evinde kavuşabiliyordu.. Yazları sıcaktan ağırlaşmış peynir yemek çocuk için gayet doğaldı.. Merdiven boşluğuna yapılmış eğrelti mutfaklarında olan tel dolaplarındaki yiyecek kokularına fareler geliyor dolabı kemiriyordu.. Çok eskim,ş su tesisatı çalışmıyor çoğu zaman çeşmeden su taşıyorlar, eskimiş elektrik tesisatındaki kısa devreler yüzünden elektriksiz kalmak ve yangın tehlikesi atlatmak doğaldı çocuk için.. Çocuğun evi 3 katlı ahşap evin orta katındaydı.. Ahşap evin çatısı aktığından yağmurlu havalarda su üst kata gelir.. Üst kattaki kiracı leğen veya kova koymaz ise, yağmur suyu orta kata, yani çocuğun evine kadar gelirdi.. Kışın birçok gece tap tap tap arka odalarına gelen yağmur damlalarının sesleriyle uyumaya çalışırdı.. Bunlar sadece çocuğun hatırlayabildikleri idi.. Hatırlayamadıklarını varın siz düşünün..

Daha önce dedim ya, aşk sonrasını düşünmüyor diye.. Genede çocuk bütün cesareti ile Arzu’yu görmeye gitti..

Okul önü çok kalabalıktı, gözü bostan yolunda idi Arzu ha gelir ha gelecek diye heyecenla bekledi çocuk.. Bir an dalgınlıktan sonra, çocuğun kafasına birisi flüt ile yavaşça vurdu..

Çocuk dönüp baktığında oydu.. Arzu karşısında idi.. Hemde o kadar yaklaşmıştı ki aralarında 20 santim vardı.. Bu çocuğun ona en çok yaklaştığı an idi.. Arzu o kadar kalabalıkta çocuğu tanımış, yanına gelmiş, onu uyarmış, ve 20 santim yaklaşmıştı..

Arzu çocuğun gözlerinin içine bakıyor.. Hadi artık konuş, söyle, ne bekliyorsun aptal karşındayım diyordu adeta.. Hadi artık topla şu aptal cesaretini der gibiydi..

Arzu ile bakışırken çocuk.. Yaşadığı b.ktan hayatı, ona ne verebileceğini, daha doğrusu hiç birşey veremeyeceğini düşündü.. Çocuğun içi cız ederek onu tanımamazlıktan geldi.. Oysa genç çocuk, onu görmeye gelmişti..

Arzu okuluna çocuk ise mahallesine gitti..

Çocuk aşkını unutabilir mi..? Ağladı günlerce, aşk acısı yaşadınız mı? Bilmiyorum ama.. Aşk acısının ağlaması da pis oluyor muhterem… Göz yaşın kuruyor… Boğazına bir şey takılıyor… Onun hayali gözünde ve elden bir şey gelmiyor..

Artık çocuk için hayattan tat alma daha 14 ünde bitmişti.. Unutmalıydı ama nasıl.. Filmlerde görüyordu cahil genç, aşk acısı çeken herkes filmlerde içki içiyordu… İlk haftalığı ile o dönemlerde satılan Tekel birası aldı 2 şişe… Daha 14’ünde..! iyileşecekti evet evet filmlerde böyle oluyordu..

Çocuk o kadar cahildi ki.. Birayı aldı ama, neyle açacaktı..? Onu bile akıl edemedi.. Çocuk Gençağa sokağından tren yoluna atladı. Yedikule Tren istasyonunun arkasındaki kilisenin arka sokağından sahile indi. Bir kayanın üstüne oturup, açacak olmadığından ellerini parçalayarak açtı biralarını. Bu onun alkol ile tanışması idi.. İçti ama Arzu daha güçlü bir şekilde beyninde yer ediyordu her yudumunda.. Sızlayarak ağlaması, 2. şişede amiyane tabirle böğürerek ağlamaya dönüştü.. Bir türlü terk etmemişti Arzu’nun hayali..

Arada sırada Arzu’yu ilerleyen dönemlerde gizlice Yedikule Lisesinin önünden takip eder.. Onun gülerek yeni arkadaşları ile evine gitmesini seyrederdi.. Hep arkasından görürdü, sanki onun elini tutuyor, onun saçlarına dokunuyor, yanındaki gülüşerek konuştuğu arkadaşlarını kendisinin olduğunu farz ediyordu..

Çocuk birkaç iş değiştirdi.. Aşkı için ağlamaları seyrelmişti ama unutması ne mümkündü..

Çocuk 1990 da Askere gitti.. Arzu ile nöbet tuttu.. Arzu ile nöbetçi kulübeleri arasında devriye gezdi.. Arzu ile tezkere aldı.. Otobüste tezkeresini alıp İstanbul’a dönerken sanki yanında Arzu oturuyordu..

Askerden dönüşte çok başarılı geçen iş hayatı oldu.. Sefalet bitmiş, artık yazlıkları, kışlıkları, arabası harika bir yaşantısı oldu.. Çevresindeki birçok insandan maddi olarak daha üstün durumdaydı..

Çocuk ufak bir araştırmadan sonra Arzu’nun evlendiğini öğrendi.. 28 yaşına kadar hayatında hiç kimseyi sokmadı, şimdiki eşini tanıyana kadar..

O genç adam şimdi 46 yaşında… Hala fırsat buldukça 3-4 ayda bir Arzu ile kartopu oynadığı bostanların yolundan geçer, ve kafasına flüt ile vurduğu Yedikule Lisesinin önünde sigarasını tüttürür, oradan da Samatya sahiline gider hayalinde yaşattığı ilk aşkı Arzu ile birasını içer.. İçtikçe 14 yaşındaki gibi daha çok hatırlar ve iki damla göz yaşını hala akıtır..

Samatya Yedikule sahilinde arkadaşları midye çıkartıp, teneke üstünde pişirdikleri bazen şarap bazende bira içtikleri kayalıklar kenarında yürür.. Tabi yanında hep Arzu vardır.. Çocuk Arzuya anlatır.. Senin için buralarda ağladım, senin için buralarda içtim, ilk elini buralarda tuttun, ilk saçına buralarda dokundum der.. Sonra Arzu’yu eski oturduğu ahşap Rum evi götürür o zamanlar ki sefaletini ve onu neden okulda tanımamazlıktan geldiği sebepleri gösterirdi.. Hayaline tabi..

Bu uyduruk hikayenin kahramanlarından olan çocuk..

Evli ve mutlu Aslanlar gibi 2 evladı var..

Arzu ise, o aşmış kendini artık torunu var.. Anneanne olmuş..



İşlemler


Ahmet isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
 


Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz var yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Şu Anki Saat: 10:18

SohbetForum.ORG, en iyi Google Chrome ile dolaşılır.



SohbetForum.ORG Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
bir SohbetBurada markasidir. Sohbet Designed by core
Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.
Kuruluş: SohbetForum.ORG © 2010-2030
mobil sohbet sohbet mobil sohbet sohbet

İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan SohbetForum.ORG Forum, Haber ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. SohbetForum.ORG sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde SohbetForum.ORG yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.