Cinlerin İntikamı - Serdar Yıldırım
CİNLERİN İNTİKAMI
Arkadaşım Salim bir gün bira içmiş. Sarhoş olunca da camiye gitmiş. Okuyup, üflemiş, dua etmiş. Daha sonra evine gelip yatıp uyumuş. Salim birkaç gün sonra bir lokantaya girmiş. Lokantada müşteri yokmuş. Bir çorba söylemiş. Çorbasını içerken, lokantaya üç adam gelmiş. Bu adamlar, kısa boylu ve temiz, beyaz yüzlüymüş. Salim’in masasına oturmuşlar. Salim onların bu hallerine şaşırarak çorba içmeyi bırakmış. Değişik bir durumla karşı karşıya olduğunu anlamış. Adamlar, Salim’e, birkaç gün önce neden sarhoş halde camiye gittiğini sorarak çok kızmışlar. Biraz sonra kendisini ormana götürüp orada boğacaklarını söylemişler. Bağırsa da bunun faydası olmayacağını çünkü başkalarının kendilerini görmediğini belirtmişler.
Daha sonra adamlar, Salim’i önlerine katıp ormana giderken, bir fırsatını bulup kaçıp kurtulmuş. Salim ile yolda karşılaştığımda yüzü bembeyazdı. Olayı bana anlattı. Adamlardan kurtulduktan sonra boynunda bir ağrı oluştuğunu söyledi. Salim ertesi gün ormanda boğularak öldürülmüş olarak bulundu.
Aradan iki yıl geçti. Sonu kötü biten bu olayı başkalarına anlatarak onları da dipsiz bir kuyuya çekmek istemedim. Cinler, durumu anlarlarsa olayı öğrenenleri pişman ve perişan edebilirdi.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım