![]() |
|
![]() |
#1 |
![]() Divan Edebiyatı SözlüğüDivan edebiyatı şiirlerinde ve gazellerde sıkça kullanılan bazı kelimeler (A) Ayş : Neşeli olma hali, bahtiyarlık Âdem : İnsanoğlu Agâh = Bilgili uyanık: Ayan = Açık, meydanda: Ahar = Son: Ahfadına = Oğullarına, Andalip = Bülbül: Ağyar = Gayrılar,başkalar: Arşaper= Arşa kanat açmak Ah-i zar = Çok ağlayan: Acem= Arap olmayan,iranlı Azade = Hür, serbest: Ataullah = Allah vergisi: Anka-ı aşk = Aşk kuşu: Avdet = Deri dönüş: Afitap = Güneş: A ba = Yünden yapılmış, kaba kumaş: (B) Bahr-ı safa = Safa denizi: Bad-i safa = Sabah rüzgarı: Bostan = Bağ, bahçe: Bed = Fena, yaramaz, çirkin Baki = Beka, devamlı: Bihablil veriyd = Şah damar- B aht = Talih, kader, kısmet: rından yakın: Bahre = Deniz: Beyt’ül atik = Eski ev, Kâ’be Bî-vefâ : Vefasız Bî-kes : Kimsesiz Bipayan = Sonsuz,tükenmez: Bâtın = İç, öz: Bağ-ı hezar = Bahçe bülbülü: Baran = Yağmur: Bülbülü ra’nâ = Bülbül sesli, güzel Bahri = Deniz: bundan böyle: Baran-ı belâ = Belâ denizi: bende: köle (C) Cevval = Koşan, dolaşan, hareketli: Cife = Leş, pislik: Cengü cidal = Savaş, kavga: Cari = Cereyan eden, canhıraş: yürek parçalayan CANŞİKÂR : Öldürücü. * Mc: Can avlayan veya öldüren. Sevgili, mahbub. (Ç) Çâk : Parçalanmışlık hâli, yaralılık Çarmıh = Hristiyanlık senbolü, haç: (D) Dehr : Zaman dest: el dil: gönül destbusi: el öpme Didem = Göz, gözüm: Dad-ı Hakk = Hakk vergisi: Devran = Dünya, felek, zaman: Dil-i dânâ = Bilen dil: Dehrin = Dünyanın, zamanın: Defteri uşşak = Âşıklar Dânâ = Bilen, bilici: defteri: Duzeh = Cehennem: Dem bu dem = Yaşanan an: Dilhane = Gönül hanesi: Didar = Yüz çehre: Darül karar = karar yeri: dil: yürek dide: göz Dide = Göz: Dûr = Evler,bölgeler,uzak: Der-i devlet = Devlet içinde: Dû âlem = İki âlem: Dar-u ukba = Baki âlem, ahiret: DEHA-İ KUDSÎ : Dinin derin hakikatlarını anlamakta yüksek mahareti olan dehâ. Dinî dehâ. DERKETMEK :Bir şeyin en esasını, dibini öğrenmek, iyice anlamak. (E) Etfal = Çocuk: Enver = Çok parlak çok nûrlu: esrik: sarhoş dermansız Ezhar = zuhur çiçekler: Erihnâ = Bize göster: Ezvak = Zevkler, tadışlar: Enis = Dost, arkadaş: esri: esir olan Eflâk = Gök yüzü, gezegenler: Enhar-ı aşk = Aşk nehri: Eyyam = Aylar, zamanlar: Ebsem = Duymamak, işit- Esma = İsimler: memek Ebhar = Denizler: EBNÂ-İ ÂDEM :Adem oğulları. İnsanlar. Envar = Ziyalar, aydınlıklar: Enhar = Nehirler, ırmaklar: Ey canu men = Ey benim Elvan = Renkler: El pençe = El bağlayan: canım: (F) Ferd = tek, yalnız: Fâni = Ölümlü: Fahri âlem = Âlemin iftihar ettiği. Hz. Muhammed: Firkat = Dostlardan ve saireden ayrılma: Firak = Ayrılık, ayrılma: Felekler = Gökyüzü, gezegenler: Fakr- Fahr = Fakirlikle iftihar etmek: Fariğ = Vazgeçmiş, çekilmiş: Fürûzân : Parlak. ışıltılı fuzun: fazla (G) Ganem = Koyun: girye: gözyaşı Gerçi = Her nekadar, isede: Giryân = Ağlayıcı, ağlayan: Gurap = Karga: girye-i dem: gözyaşı Gâh-Geh = Zaman, zaman, arasıra, bazı bazı: Gülşen = Gül bahçesi: Gerdenim = Gerdanım: Gufran = Affetme, merhamet etme: Gâhî : Kâh, bazen, zaman zaman Gül-i sahra: Çöl gülü Gerdûn : Felek (H) Hüda = Allah: Hünkâr = Padişah, Sûltan: Handan = Gülen, gülücü: Hâr = Diken: Handân : Gülen Hazân : Güz Harabat = Harabeler yıkıntılar: Harimi ismet = Mukaddes ocak, namus ocağı: Hâki ıtırnak = Toprak kokusu: Hâki pay = Tevazu etmek, ayağa yüz sürmek: Hâki hâk = Toprakla, toprak: Hayyealelfelâh = Haydin kurtuluşa: Hande rîz = Gülüp duran: Hazer kıl : Sakın Haşru neşir = Mahşer - toplanma dağılma: Hümayı aşk = Devlet kuşu, aşk kuşu: Her dem = Her zaman: Hürrem = Hür olan: Hem dem = Can ciğer arkadaş: HAKKETMEK : Oyarak veya kazıyarak işlemek, yazmak (I) Itır = koku: Ikra’ Oku: (İ) İbadulllah = Allah’ın kullareı: ibza: kedere boğma İdrak = Anlayış: i-naf: sertlik gösterme İcmal = Kısaltma, özetleme: İt’am = Taam, yemek: İştiyak = özleme, hasret, çok istekli olmak: İstihal = Ehil olma, bir şeye lâyık olma: İfşa-i raz = gizliyi açıklama: İstidat = Kaabiliyyet: İsmi pakin = Pak temiz isin: (K) Kalb gâh = Kıblenin bulunduğu semt: Kaf-ı kanaat = Kanaat dağı: Kîl-ü kâl = Dedi kodu: Karun = Mûsâ (a.s.) zamanında yaşamış zengin biri: Katre = Damla: Kenzi mahfi = Gizli hazine: Kemter = Daha aşağı, hakir itibarsız: Kenzi mahfi = Gizli hazine: Kerremnâ = Mükerrem kıldı: Küllü nefsin = Her nefis: katre: damla Kûşe-i vahdet = Vahdet köşesi: kevaşe: ***** Kûy-i Leylâ = Leylânın köyü Kim : -ki anlamında KAYS : Düşmek, sukut. (L) Lâyezâl = Ezeli olmayan: Lâ mekân = Mekânı olmayan: Leylü nehar = Gece gündüz: Leyâl = Geceler: Levlâke levlâk = Eğer sen olmasaydın, olmasaydın: Lenterânî = Sen beni göremessin: Leb : Dudak Libas = Elbise, örtü: lamekan: mekansız (M) Mahbub = Sevilen: Maada = Bundan böyle: merdüm : insan anlamında farsçadan türkçeye geçmiş bir kelime. merdüm-i dîde olduğunda ise gözbebeği anl***** denk düşer. şeyh galib'in selamında da bu mana ile yer bulur zâtına ki beyit de insan ile gözbebeğinin ilişkisine ışık tutar; Mâşuk = Âşık olunan, sevilen: Mahles = Bir kimsenin ikinci adı: Müncer olmak : Bir sonuca ulaşmak Makber = Kabir: Mevlâ = Efendi: Mazharı gufran = Affedilme, merhamete nail olma: Merd = Özü sözü doğru: Mürde = Hasta: mahpeyker: ay yüzlü mukteza-i hale mutabık (durumun gereğine uygun) söz söyleme yetisi. Mekân = Yer: Münevver = Nûrlanmış: Men reânî = Beni gören: Mündemiç = İçinde bulunan: Mecellet = Kitaplar, mecmualar: Muzmahil = Çökmüş, darmadağınık: Müştâki Cemâlin = Cemâlini özleyen: Müştak = İştiyakli özleyen: Mızrap = Telli çalgılarda kullanılan alet: Men arefe nefsehu = Nefsine ârif olan – bilen: Miftahu kalb = Kalb anahtarı: Mihrab = Yönelinen yer. Mir’at-ı zât = Zât aynası: (N) Nalân = İnleyici, inleyen: Nesne = Bir şey: Nakatullah = Allah-ın devesi: Nâdân = Bilmez, cahil: Nüzhet = Neş-e, eğlence: Nefha = Güzel koku: NÜKTEVER : Nükteyi anlamakta mâhir olan, nükte bilen. Necip = Soyu sopu temiz: Neva = Ses, sedâ: Nehyü isbat = Kaldırma, ispatlama: Nihan = Gizli, mahcup: Nikap = Peçe yüz örtüsü: Nûr-u veçhinden = Yüzünün nûrundan: (O) Od = Ateş cehennem:, (P) Peyker = Yüz, surat, çehre: Pür safa = Cok safalı: Post = Bir makam, hayvan derisi: Pür nûr = Çok nûrlu: Püser = Oğul, erkek çocuk: (R) Râh = Tutulan yol, meslek: Rif’at = Yükseklik, yücelik: Râ’nâ = Güzel, lâtif, hoş görünen: Rahmî = Rahmete mensup, rahmetle: Ram ol = İtaat eden, boyun eğen ol: rücu: geri dönmek Rücû-u = Dönme, geri dönme: Rücû-u ilâllah = Allah-a dönme: Rüsvay = Rezillik, haysiyyetsizlik: Ram: boyun eğmek (S) Salâ = Minarelerde okunan salâvat: Safa = Saflık, berraklık: Sâd pâre = Yüz parça, parça, parçe: Sakî = Su veren, su dağıtan: Sahr-ı cihan = Cihan sahrası: Sahbay-ı aşk = Aşk sehbası: şad: mutlu serdest: egemen ser:baş Sehâ = El açıklığı, cömertlik: Server = baş, başkan: Semud = eski bir kavim: Sübhan = Allah: Seher = Tan yeri ağırmadan biraz evvelki vakit: Sîne = Göğüs yürek: Sîne çak = göğsü kabaran: Sinnimiz = Yaşımız, yıllar: Subha = Seher vakti: Sıbgatullah = Allah-ın boyası: Subh : Sabah vakti Sâd : Çok sayıda Sayf : Yaz Şitâ : Kış Sitâre : Yıldız (bahtı temsilen) (Ş) Şah-ü geda = Kul ile sûltan: Şems = Güneş: Şaduman = Alev, ateş, sevinçli: Şûle = Alev ateş: Şeş cihet = Altı cihet: Şemsi aşk = aşk güneşi: Şemsi hakikat = Hakikat güneşi: Şem’ : Mum (T) Takaza = Sıkıştırmak: Taht-ı gâh = Taht yeri: Tac-ı ser = Baş tacı: Tabe sabah = Sabaha kadar: Tâli’ : Talih, baht Tafsil = Etraflıca, uzun uzadıya: Taht-ı dil = Dil yeri: Tahmis = Ateşte kızdırma, kavurma: Ten perver = kendini besleyen: Tuhfe = Hediye: Tercüman-ı aşk = Aşk tercümanı: Tegafül = Gaflet: teşne: bir sey yapmaya egilimi olan, egilimli, meyilli anl***** gelen Temaşa = Bakıp seyretme: Tefahur = Övünç, övünme, iftihar: Tekevvün = Varolma: Tığ-i kara = Kara kılıç: Tığ-i tevhid = Tevhid kılıcı: (U) Ufku dil = Dil ufku: Uryan = soyunma: üftade: çaresiz aşık Ulül el bab = Sağ duyu sahibi insânlar: Umûr : İşler (V) Vâsıl = Ulaşan: Visâl = Ulaşma, buluşma: Venefahtü = Ona rûhumdan üfledim: Vuslat = Buluşma: (Y) Yekzeban = Ağız birliği eden, aynı dille konuşan: Yektir = Tektir: Yekta = bir tane: (Z) Zaikatül mevt = Ölümü tadacaktır: Zâhir = Görünen, görünücü: Zerrat = Zerreler: Zeval = Sona erme, yerinden ayrılıp gitme: Zinde = Diri, yaşayan, canlı: ZÂHİRÎ :Görünüşte olduğu gibi. Zâhire âit ve müteallik. Asıl ve hakiki olmayan. Zâhiriyyun mezhebine âit olan. |
|
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|