Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri

SB Yönetim İletişim Sohbet Radyo Anasayfa

Geri git   Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri > > >

Rastgele Günün Sözü:
Sohbet SB Mobil Uygulama



Kullanıcı Etiket Listesi


 
 
Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 24.09.16   #1
Kullanıcı Profili
IkRa
Guest
Avatar Yok
Standart Divan Edebiyatı Sözlüğü

Divan Edebiyatı Sözlüğü


Divan edebiyatı şiirlerinde ve gazellerde sıkça kullanılan bazı kelimeler

(A)

Ayş : Neşeli olma hali, bahtiyarlık
Âdem : İnsanoğlu
Agâh = Bilgili uyanık:
Ayan = Açık, meydanda:
Ahar = Son:
Ahfadına = Oğullarına,
Andalip = Bülbül:
Ağyar = Gayrılar,başkalar:
Arşaper= Arşa kanat açmak
Ah-i zar = Çok ağlayan:
Acem= Arap olmayan,iranlı
Azade = Hür, serbest:
Ataullah = Allah vergisi:
Anka-ı aşk = Aşk kuşu:
Avdet = Deri dönüş:
Afitap = Güneş: A
ba = Yünden yapılmış, kaba kumaş:

(B)

Bahr-ı safa = Safa denizi:
Bad-i safa = Sabah rüzgarı:
Bostan = Bağ, bahçe:
Bed = Fena, yaramaz, çirkin
Baki = Beka, devamlı:
Bihablil veriyd = Şah damar- B
aht = Talih, kader, kısmet: rından yakın:
Bahre = Deniz:
Beyt’ül atik = Eski ev, Kâ’be
Bî-vefâ : Vefasız
Bî-kes : Kimsesiz
Bipayan = Sonsuz,tükenmez:
Bâtın = İç, öz:
Bağ-ı hezar = Bahçe bülbülü:
Baran = Yağmur:
Bülbülü ra’nâ = Bülbül sesli, güzel
Bahri = Deniz: bundan böyle:
Baran-ı belâ = Belâ denizi:
bende: köle

(C)

Cevval = Koşan, dolaşan, hareketli:
Cife = Leş, pislik:
Cengü cidal = Savaş, kavga:
Cari = Cereyan eden,
canhıraş: yürek parçalayan
CANŞİKÂR : Öldürücü. * Mc: Can avlayan veya öldüren. Sevgili, mahbub.

(Ç)

Çâk : Parçalanmışlık hâli, yaralılık
Çarmıh = Hristiyanlık senbolü, haç:

(D)

Dehr : Zaman
dest: el
dil: gönül
destbusi: el öpme
Didem = Göz, gözüm:
Dad-ı Hakk = Hakk vergisi:
Devran = Dünya, felek, zaman:
Dil-i dânâ = Bilen dil:
Dehrin = Dünyanın, zamanın:
Defteri uşşak = Âşıklar Dânâ = Bilen, bilici: defteri:
Duzeh = Cehennem:
Dem bu dem = Yaşanan an:
Dilhane = Gönül hanesi:
Didar = Yüz çehre:
Darül karar = karar yeri:
dil: yürek
dide: göz
Dide = Göz:
Dûr = Evler,bölgeler,uzak:
Der-i devlet = Devlet içinde:
Dû âlem = İki âlem:
Dar-u ukba = Baki âlem, ahiret:
DEHA-İ KUDSÎ : Dinin derin hakikatlarını anlamakta yüksek mahareti olan dehâ. Dinî dehâ.
DERKETMEK :Bir şeyin en esasını, dibini öğrenmek, iyice anlamak.

(E)

Etfal = Çocuk:
Enver = Çok parlak çok nûrlu:
esrik: sarhoş dermansız
Ezhar = zuhur çiçekler:
Erihnâ = Bize göster:
Ezvak = Zevkler, tadışlar:
Enis = Dost, arkadaş:
esri: esir olan
Eflâk = Gök yüzü, gezegenler:
Enhar-ı aşk = Aşk nehri:
Eyyam = Aylar, zamanlar:
Ebsem = Duymamak, işit-
Esma = İsimler: memek
Ebhar = Denizler:
EBNÂ-İ ÂDEM :Adem oğulları. İnsanlar.
Envar = Ziyalar, aydınlıklar:
Enhar = Nehirler, ırmaklar:
Ey canu men = Ey benim
Elvan = Renkler:
El pençe = El bağlayan: canım:

(F)

Ferd = tek, yalnız:
Fâni = Ölümlü:
Fahri âlem = Âlemin iftihar ettiği. Hz. Muhammed:
Firkat = Dostlardan ve saireden ayrılma:
Firak = Ayrılık, ayrılma:
Felekler = Gökyüzü, gezegenler:
Fakr- Fahr = Fakirlikle iftihar etmek:
Fariğ = Vazgeçmiş, çekilmiş:
Fürûzân : Parlak. ışıltılı
fuzun: fazla

(G)

Ganem = Koyun:
girye: gözyaşı
Gerçi = Her nekadar, isede:
Giryân = Ağlayıcı, ağlayan:
Gurap = Karga:
girye-i dem: gözyaşı
Gâh-Geh = Zaman, zaman, arasıra, bazı bazı:
Gülşen = Gül bahçesi:
Gerdenim = Gerdanım:
Gufran = Affetme, merhamet etme:
Gâhî : Kâh, bazen, zaman zaman
Gül-i sahra: Çöl gülü
Gerdûn : Felek

(H)

Hüda = Allah:
Hünkâr = Padişah, Sûltan:
Handan = Gülen, gülücü:
Hâr = Diken:
Handân : Gülen
Hazân : Güz
Harabat = Harabeler yıkıntılar:
Harimi ismet = Mukaddes ocak, namus ocağı:
Hâki ıtırnak = Toprak kokusu:
Hâki pay = Tevazu etmek, ayağa yüz sürmek:
Hâki hâk = Toprakla, toprak:
Hayyealelfelâh = Haydin kurtuluşa:
Hande rîz = Gülüp duran:
Hazer kıl : Sakın
Haşru neşir = Mahşer - toplanma dağılma:
Hümayı aşk = Devlet kuşu, aşk kuşu:
Her dem = Her zaman: Hürrem = Hür olan:
Hem dem = Can ciğer arkadaş:
HAKKETMEK : Oyarak veya kazıyarak işlemek, yazmak

(I)

Itır = koku:
Ikra’ Oku:

(İ)

İbadulllah = Allah’ın kullareı:
ibza: kedere boğma
İdrak = Anlayış:
i-naf: sertlik gösterme
İcmal = Kısaltma, özetleme:
İt’am = Taam, yemek:
İştiyak = özleme, hasret, çok istekli olmak:
İstihal = Ehil olma, bir şeye lâyık olma:
İfşa-i raz = gizliyi açıklama:
İstidat = Kaabiliyyet:
İsmi pakin = Pak temiz isin:

(K)

Kalb gâh = Kıblenin bulunduğu semt:
Kaf-ı kanaat = Kanaat dağı:
Kîl-ü kâl = Dedi kodu:
Karun = Mûsâ (a.s.) zamanında yaşamış zengin biri:
Katre = Damla: Kenzi mahfi = Gizli hazine:
Kemter = Daha aşağı, hakir itibarsız:
Kenzi mahfi = Gizli hazine:
Kerremnâ = Mükerrem kıldı:
Küllü nefsin = Her nefis:
katre: damla
Kûşe-i vahdet = Vahdet köşesi:
kevaşe: *****
Kûy-i Leylâ = Leylânın köyü
Kim : -ki anlamında
KAYS : Düşmek, sukut.

(L)

Lâyezâl = Ezeli olmayan:
Lâ mekân = Mekânı olmayan:
Leylü nehar = Gece gündüz:
Leyâl = Geceler:
Levlâke levlâk = Eğer sen olmasaydın, olmasaydın:
Lenterânî = Sen beni göremessin:
Leb : Dudak
Libas = Elbise, örtü:
lamekan: mekansız

(M)

Mahbub = Sevilen:
Maada = Bundan böyle:
merdüm : insan anlamında farsçadan türkçeye geçmiş bir kelime. merdüm-i dîde olduğunda ise gözbebeği anl***** denk düşer. şeyh galib'in selamında da bu mana ile yer bulur zâtına ki beyit de insan ile gözbebeğinin ilişkisine ışık tutar;
Mâşuk = Âşık olunan, sevilen:
Mahles = Bir kimsenin ikinci adı:
Müncer olmak : Bir sonuca ulaşmak
Makber = Kabir:
Mevlâ = Efendi:
Mazharı gufran = Affedilme, merhamete nail olma:
Merd = Özü sözü doğru:
Mürde = Hasta:
mahpeyker: ay yüzlü
mukteza-i hale mutabık (durumun gereğine uygun) söz söyleme yetisi.
Mekân = Yer:
Münevver = Nûrlanmış:
Men reânî = Beni gören:
Mündemiç = İçinde bulunan:
Mecellet = Kitaplar, mecmualar:
Muzmahil = Çökmüş, darmadağınık:
Müştâki Cemâlin = Cemâlini özleyen:
Müştak = İştiyakli özleyen:
Mızrap = Telli çalgılarda kullanılan alet:
Men arefe nefsehu = Nefsine ârif olan – bilen:
Miftahu kalb = Kalb anahtarı:
Mihrab = Yönelinen yer.
Mir’at-ı zât = Zât aynası:

(N)

Nalân = İnleyici, inleyen:
Nesne = Bir şey:
Nakatullah = Allah-ın devesi:
Nâdân = Bilmez, cahil:
Nüzhet = Neş-e, eğlence:
Nefha = Güzel koku:
NÜKTEVER : Nükteyi anlamakta mâhir olan, nükte bilen.
Necip = Soyu sopu temiz:
Neva = Ses, sedâ:
Nehyü isbat = Kaldırma, ispatlama:
Nihan = Gizli, mahcup:
Nikap = Peçe yüz örtüsü:
Nûr-u veçhinden = Yüzünün nûrundan:

(O)

Od = Ateş cehennem:,

(P)

Peyker = Yüz, surat, çehre:
Pür safa = Cok safalı:
Post = Bir makam, hayvan derisi:
Pür nûr = Çok nûrlu:
Püser = Oğul, erkek çocuk:

(R)

Râh = Tutulan yol, meslek: Rif’at = Yükseklik, yücelik:
Râ’nâ = Güzel, lâtif, hoş görünen:
Rahmî = Rahmete mensup, rahmetle:
Ram ol = İtaat eden, boyun eğen ol:
rücu: geri dönmek
Rücû-u = Dönme, geri dönme:
Rücû-u ilâllah = Allah-a dönme:
Rüsvay = Rezillik, haysiyyetsizlik:
Ram: boyun eğmek

(S)

Salâ = Minarelerde okunan salâvat:
Safa = Saflık, berraklık:
Sâd pâre = Yüz parça, parça, parçe:
Sakî = Su veren, su dağıtan:
Sahr-ı cihan = Cihan sahrası:
Sahbay-ı aşk = Aşk sehbası:
şad: mutlu
serdest: egemen
ser:baş
Sehâ = El açıklığı, cömertlik: Server = baş, başkan:
Semud = eski bir kavim: Sübhan = Allah:
Seher = Tan yeri ağırmadan biraz evvelki vakit:
Sîne = Göğüs yürek:
Sîne çak = göğsü kabaran:
Sinnimiz = Yaşımız, yıllar:
Subha = Seher vakti:
Sıbgatullah = Allah-ın boyası:
Subh : Sabah vakti
Sâd : Çok sayıda
Sayf : Yaz
Şitâ : Kış
Sitâre : Yıldız (bahtı temsilen)

(Ş)

Şah-ü geda = Kul ile sûltan:
Şems = Güneş:
Şaduman = Alev, ateş, sevinçli:
Şûle = Alev ateş:
Şeş cihet = Altı cihet:
Şemsi aşk = aşk güneşi:
Şemsi hakikat = Hakikat güneşi:
Şem’ : Mum

(T)

Takaza = Sıkıştırmak:
Taht-ı gâh = Taht yeri:
Tac-ı ser = Baş tacı:
Tabe sabah = Sabaha kadar:
Tâli’ : Talih, baht
Tafsil = Etraflıca, uzun uzadıya:
Taht-ı dil = Dil yeri:
Tahmis = Ateşte kızdırma, kavurma:
Ten perver = kendini besleyen:
Tuhfe = Hediye:
Tercüman-ı aşk = Aşk tercümanı:
Tegafül = Gaflet:
teşne: bir sey yapmaya egilimi olan, egilimli, meyilli anl***** gelen
Temaşa = Bakıp seyretme:
Tefahur = Övünç, övünme, iftihar:
Tekevvün = Varolma:
Tığ-i kara = Kara kılıç:
Tığ-i tevhid = Tevhid kılıcı:

(U)

Ufku dil = Dil ufku:
Uryan = soyunma:
üftade: çaresiz aşık
Ulül el bab = Sağ duyu sahibi insânlar:
Umûr : İşler

(V)

Vâsıl = Ulaşan:
Visâl = Ulaşma, buluşma:
Venefahtü = Ona rûhumdan üfledim:
Vuslat = Buluşma:

(Y)

Yekzeban = Ağız birliği eden, aynı dille konuşan:
Yektir = Tektir:
Yekta = bir tane:

(Z)

Zaikatül mevt = Ölümü tadacaktır:
Zâhir = Görünen, görünücü:
Zerrat = Zerreler:
Zeval = Sona erme, yerinden ayrılıp gitme:
Zinde = Diri, yaşayan, canlı:
ZÂHİRÎ :Görünüşte olduğu gibi. Zâhire âit ve müteallik. Asıl ve hakiki olmayan. Zâhiriyyun mezhebine âit olan.



İşlemler


 
Alıntı ile Cevapla
 

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz var yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Şu Anki Saat: 00:19

SohbetForum.ORG, en iyi Google Chrome ile dolaşılır.



SohbetForum.ORG Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
bir SohbetBurada markasidir. Sohbet Designed by core
Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.
Kuruluş: SohbetForum.ORG © 2010-2030
mobil sohbet sohbet mobil sohbet sohbet

İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan SohbetForum.ORG Forum, Haber ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. SohbetForum.ORG sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde SohbetForum.ORG yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.