|
24.09.16 | #1 |
Anonim halk edebiyatı nazım biçimleri
Anonim halk edebiyatı nazım biçimleri1-MANİ: *Anonim halk edebiyatı nazım şekli ve türüdür. *Divan edebiyatındaki “tuyuğ”un karşılığı sayılabilir. *Anlam bakımından bir bütünlük gösteren maninin başlıca karakteri kendi kendine yetmesidir. *Aşk, sevgi, yiğitlik, evlat sevgisi, toplum olayları ve ölüm gibi temaları işleyen bir türdür. Konu sınırı yoktur. *Hecenin 7’li kalıbı (4+3) ile söylenir. *Genel olarak 4 mısradan oluşur. *Birinci ve ikinci mısralar çoğu zaman üçüncü ve dördüncü mısraların kafiyesini, ahengini hazırlamak için söylenmiş doldurma mısralardır. Temel duygu ve düşünce son iki dizede ortaya çıkar. *Asıl söylenmek istenen son iki mısrada söylenir. *Kafiye düzeni: a-a-x-a şeklindedir. *Birinci ve üçüncü dizeleri serbest, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı mâniler de vardır (xaxa). Mani Örneği: Tren gelir öterek Kömürünü dökerek Ben anamdan ayrıldım Gözüm yaşım dökerek Mani Çeşitleri: Düz (Tam) Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çoklukla cinassızdır. Maninin en yaygın şeklidir. Dağdan kestim kereste Kuş besledim kafeste Yârin hasta dediler Yetiştim son nefeste Kesik Mani: Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir. Bağ bana Bahçe sana bağ bana Değme zincir kâr etmez Zülfün teli bağ bana Cinaslı (Ayaklı) Mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir. Halk arasında bu tür manilere ayaklı mani de denir. Ah o beni o beni Kakül örtmüş o beni Ben yarimi unutmam Unutsa da o beni Yedekli (Artık) Mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir. Ağlarım çağlar gibi Derdim var dağlar gibi Ciğerden yaralıyım Gülerim çağlar gibi Her gelen bir gül ister Sahipsiz bağlar gibi Deyiş (Karşılıklı Mani): İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır. Adilem sen naçarsın İnci mercan saçarsın Dünya deniz olanda Gönlüm nere kaçarsın Ağam derim naçarım İnci mercan saçarım Dünya deniz olunca Ben kuş olup kaçarım 2-TÜRKÜ: *Kendine özgü ezgi ile söylenen bir nazım biçimidir. * Divan edebiyatındaki “şarkı”nın karşılığı sayılabilir. *Hecenin 7’li, 8’li ve daha çok da 11’li kalıbıyla söylenir. * Türkülerin kafiye örgüsü genelde şöyledir: “aaab cccb dddb”, “aaabb cccbb dddbb” veya “aaabcc dddbcc eeebcc”. *İki bölümden oluşur. Birinci bölüm türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür. Buna bent denir. *İkinci bölüm ise her bendin sonunda tekrarlanan nakarat bölümleridir. Bunlara da kavuştak (bağlama) denir. *Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında kafiyelidir. *Genelde aşk, tabiat, ayrılık, gurbet, hasret, sevgi ve güzellik gibi konular işlenmiştir. *Konusu ve şekli devirden devire ve çevreden çevreye değişir. Konu zenginliği vardır. *Şekil özellikleri bakımından koşmaya benzer. Maniye benzeyen türküler de vardır. *Genelde anonimdir. Ancak bazı türkülerin sahipleri bellidir. *Türkülerle şarkılar arasında da benzerlikler vardır. Ancak şarkılar aruzla yazılır. *Türkülerin bir kısmı dörtlükler halinde bir kısmı da nakaratlı olarak yazılır. Nakaratlı türkülerde üçer mısralık bölümden sonra iki mısradan oluşan nakaratlar gelir. *Türkünün belli bir şekli yoktur. Bir koşma, bir semai, bir destan ya da herhangi bir halk şiiri türkü ezgisiyle söylendiğinde türkü olur. Bu yüzden türkü tipinin en belirgin özelliği "melodisidir". Türküler yukarıda saydığımız nazım biçimlerinin aksine hece vezninin her kalıbıyla söylenir. Yani hece sayısı itibariyle bir sınırlama olmaz. *Türküler ait oldukları bölgelere göre de adlar alırlar. Türkü Örneği: Söğüdün yaprağı narindir narin İçerim yanıyor dışarım serin Zeynep”i bu hafta ettiler gelin (bent) Zeynebim Zeynebim anlı Zeynebim Üç köyün içinde şanlı Zeynebim (nakarat) Türkü Çeşitleri: -Ezgilerine göre türküler: Kırık havalar: Usullü ezgilerdir. Alt türleri; türkü (genelde tüm kırık havalar için, özelde diğer türlerin dışında kalanlar için kullanılır), deyiş, koşma, semah, tatyan, barana, zeybek, horon, halay, bar, bengi, sallama, güvende, oyun havası, karşılama, ağırlama, peşrev, teke zortlatması, gakgili havası, dımıdan, zil havası, fingil havası dır. Uzun havalar: Usulsüz ezgilerdir. Alt türleri; uzun hava (diğer türlere girmeyenler için kullanılır), barak, bozlak, gurbet havası, yas havası, tecnis, boğaz havası, elagözlü, maya, hoyrat, divan, yol havası, yayla havası, mugamdır. Ayrıca gazeller de özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde halk arasında söylenmektedir. -Konularına göre türküler: Ninniler ve çocuk türküleri, tabiat üzerine türküler, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, ****lı olaylarla ilgili türküler, güldürücü türküler, karşılıklı söylenen türküler, oyun türküleri, ağıtlar. -Yapılarına göre türküler: Mani kıtalarından kurulu türküler: Birbirleriyle ilgili konularda söylenmiş manilerin sıralanarak ezgiyle okunmasından meydana gelir. Dörtlüklerle kurulu türküler: Dörtlüklerle kurulu türküler adı üstünde dörtlüklerden oluşan türkülerdir. Bu tür türküler de anonimdir. 3-NİNNİ: *Çocuğun uyumasının sağlanması ya da ağlamasının durması için, sade bir dille ve hece ölçüsüne göre (7’li, 8‘li) ezgili olarak söylenen ezgili şiirlerdir. *Söyleyeni belli olmayan bu ürünler dörtlüklerden ve nakarat bölümlerinden oluşur. *Özel bir beste ile söylenir. Bu sözler ******n o andaki ruh durumunu yansıtır. *Ninniler genellikle mani türünde bir dörtlükten meydana gelen bir çeşit türküdür. *Ninni, Divan ü Lügati't Türk'de "balubalu" diye adlandırılır. Öteki Türk boylarında değişik isimler verilmiştir. Ninni Örneği: Bebeğim kocaman, onu tutamam. Ninniler söylerim, hiç uyutamam. Oynayıp gülüyor, bizi süzüyor. Mamasını yemiyor, beni üzüyor. 4-AĞIT: *Ağıt, genellikle bir ölümün ya da üzüntü veren bir olayın ardından söylenen halk türküsüdür. *Doğal afetler, ölüm, hastalık gibi çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili sözlerdir. *Ağıt söylemeye “ağıt yakma”, ağıt söyleyenlere ise “ağıtçı” denilmektedir. *Ağıtın İslamiyet öncesi edebiyattaki adı “sagu”, Divan edebiyatındaki adı ise “mersiye”dir. *Türklerde ağıt geleneği çok eskidir. Anadolu'nun hemen her yerinde söylenir. *Türkçede 7, 8 ve 10 heceli ağıtlar yaygındır. En çok rastlanılanı 8 hecelilerdir. Gösteri bölümüyle tiyatro, söyleniş biçimiyle şiirseldir. Ağıt Örneği: Ayvalık’tan indim yayan Dayan hey dizlerim dayan Ödemişten gelin geldi Uyan Hacı Beyim uyan Evlerinin önü kavak Kavaktan dökülür yaprak Uyan Hacı Beyim uyan Elim kına, başım duvak Az giderim, uz giderim Dere tepe düz giderim Uyan Hacı Beyim uyan |
|
|
|