|
28.11.15 | #1 |
Hiç Konuşmayan Çocuk
Hiç Konuşmayan ÇocukBir padişah. oğlunu büyük öğretmenlere vermiş, bilgili olarak yetiştirilmesini istemişti. Yıllar geçti çocuk çok şeyler öğrendi. Ayrılacağı sırada öğretmenlerin en yücesi -Bak oğlum dedi sana öğüdüm: Olur olmaz yere çok konuşma. Sözünün değerini bil. Bu öğüdümü tutarsan çok rahat edersin. Çocuk, yüce öğretmenin bu öğüdünü aldı ya, bir daha hiç konuşmaz oldu. Padişah babası, oğlunun bu dilsizliğine çok üzülüyordu. Doktorlar , bilginler buna çare bulamadılar. Bir gün bir av tertiplendi. Padişah ve oğlu ava katıldılar. Çocuk av sırasında dikkat ediyor, öğretmenin öğüdüne hak veriyordu. Mesela yaprakların içinde gizli duran bir sülün biraz ses çıkartıyor bunun üzerine avdakiler: -Hah diyorlardı. Burada bir sülün var!... Az sonra o sülün ölü olarak yere düşüyordu. Az ileride mesela bir karga ses çıkartıyor, avdakiler: -Burada bir karaca ses çıkardı, diyerek köpeklerle beraber aramaya geçiyorlar ve karacayı vuruyorlardı. Padişahın oğlu bütün bunları görerek, böyle hayırlı bir ögüdü pek küçük yaşta aldığı için sevindi. Yüksek sesle: -Yarabbi sana şükür. dedi. Çevresindekiler bunu duyunca avaz avaz bağırdılar: -Oğlunuz konuştu, oğlunuz konuştu. Babası sevinçle yetişti: -Oh , ne iyi, dedi. Haydi yine konuş ben de duyayım. Çocuk ses çıkarmadı. Babası üsteledi: -Konuş haydi. <Şükür> demişsin. Bende duyayım. Oğlu konuşmamakta ayak diriyordu. Bunun üzerine padişah kızdı: Sonra çocuğa güzel bir dayak çekti. Çocuk: -Yeter babacığım, diye bağırdı. -Niçin dedi kaç zamandır konuşmuyordun? Bunda ne fayda gördün? Çocuk gözyaşlarını silerek: -Ah babacığım dedi demin bir sülün azıcık ses çıkardı, öldürdünüz. Bir karaca bağırdı onu da öldürdünüz. Ben de şeytana uyup yüksek sesle: <şükür> dedim ve bak nasıl dayak yedim. Şimdi söyle bana, susmam benim için hayırlı değilmiymiş? Bazen tek ihtiyacımız, ‘seninle konuşmak iyi geldi’ diyebileceğimiz birisidir…
|
|
|
|