Konu: Halkçılık
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05.11.18  
Kullanıcı Profili
Sinem
 Sinem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Standart Halkçılık

HALKÇILIK
Cumhuriyet dönemine gelinceye dek halk kavramı, Türk tarihinde üzerine çok basılarak kullanılan bir kavram olmamış, olsa da gerçek içeriğiyle pek tartışılmamıştır. Cumhuriyet dönemindeyse Halkçılık, demokrasinin temel dayanaklarından olmuştur. Kişi, aile ve sınıf imtiyazlarına karşı çıkan Atatürk, kanunların halktan kimilerinin çıkarma hazırlanmasını tarihe gömerek, halkın koşulsuz yararına çıkarılıp yürütülmesini sağlamıştır. Devlet, Halkçılık sayesinde bir halk devleti halini alır. Atatürk, Halkçılığın devrimler açısından ne denli yaşamlar olduğunu, çeşitli vesilelerle gündeme getirmiştir:

"İç yönetimimiz konusunda güçlükleri yok edebilmek, iyi görevli atamak ya da görevlinin görevine son vermek kuralını ortadan kaldırmak gereğindeyiz. Biz bu kuralı iki ilkeye dayanarak sonuçlandırabiliriz. Bundan dolayı hangi ilkeyi koyabileceğimizi düşünmeye koyulalım. Sandığıma göre bugünkü


varlığımızın gerçek özü ulusun genel eğilimlerini ortaya koymuştur, o da halkçılıktır, halk hükümetidir. Hükümetlerin halkın eline geçmesidir. Efendiler, 'Biz memur sınıfı yaratmak için çalışmayalım' ve kesinlikle bir 'memur kadrosu' içinde bulunanları bir yere koymakla kafa yormayalım. Yönetimi halka vermek için çalışalım. O zaman bütün güçlüklerin ortadan kalkacağına inanıyorum... Ben bununla uğraşmaktayım.

İç politikada yolumuz olan halkçılık, yani ulusu kendi başına buyruk kılma ilkesi Anayasamızla saptanmıştır.

Bunu bir tek sözcükle belirtmek gerekirse diyebiliriz ki yeni Türkiye devleti, bir halk devletidir. Halkın devletidir."

1930'lu yılların çalışma ilişkileri ve iktisadi boyutuna damgasını vuran ilk kavram yine "Halkçılık" olmuştur.



İşlemler


Sinem isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla